Gazze'de Kurban Bayramı, İsrail'in acımasız saldırıları altında tarifsiz bir hüzünle karşılandı. Bayram sevinci yerini gözyaşı ve umutsuzluğa bırakırken, Gazzeliler bir bayramı daha büyük bir trajediyle geçiriyor. İnsanlık vicdanının Gazze sınavında sınıfta kaldığı bu günlerde, direnişin ve umudun sembolü olan bu şehirde yaşanan zulmü yakından inceleyelim.

Gazze'de Bayram Sabahı: Umut Yerine Gözyaşı

Gazze'de bayram sabahı, her zamanki gibi bombaların gölgesinde başladı. İsrail'in aralıksız sürdürdüğü saldırılar, bayram coşkusunu silip yerine derin bir acı bıraktı. Çocuklar bayramlıklarını giyemeden, aileler bir araya gelemeden, evler yıkıldı ve hayaller enkaz altında kaldı. Bayram namazı kılınan camilerde dualar, enkaz altında kalanlar için yükseldi. Gazzeliler, bu bayramı sevdiklerini kaybetmenin acısıyla, yaralarını sarmaya çalışarak geçiriyor.

Gazze'deki durumun vahametini anlamak için şu gerçekleri göz önünde bulundurmak gerekiyor:

• Yetersiz Beslenme: Gazze'de yaşayan çocukların büyük bir bölümü yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya. İsrail'in uyguladığı abluka, temel gıda maddelerinin girişini zorlaştırıyor ve bu durum özellikle çocukların sağlığını tehdit ediyor.
• Sağlık Hizmetlerine Erişim: Hastaneler ve sağlık merkezleri, sürekli saldırılar altında ve tıbbi malzeme eksikliği had safhada. Yaralıların tedavisi güçlükle yapılabiliyor ve birçok hasta hayatını kaybediyor.
• Temiz Su Sıkıntısı: Gazze'de temiz su kaynakları sınırlı ve mevcut olanlar da kirlilik nedeniyle kullanılamaz durumda. Bu durum, özellikle çocuklarda salgın hastalıkların yayılmasına neden oluyor.

Uluslararası Toplumun Sessizliği

Gazze'de yaşanan bu insanlık dramı karşısında uluslararası toplumun sessizliği, Gazzelilerin acısını daha da derinleştiriyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların çağrıları yetersiz kalırken, İsrail'in saldırıları artarak devam ediyor. Gazzeliler, dünyanın dört bir yanından gelecek bir yardım elini umutla bekliyor.

Filistin halkının yaşadığı bu zorlu süreçte, uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması ve İsrail'e baskı yapması gerekiyor. Savaş suçlarının durdurulması, insani yardımın Gazze'ye ulaştırılması ve adil bir barışın sağlanması için acil adımlar atılmalı. Aksi takdirde, Gazze'de yaşanan bu trajedi, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

Gazze'deki Kurban Bayramı, sadece bir dini ritüelin yerine getirilmesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu bayram, Gazzeliler için direnişin, umudun ve dayanışmanın sembolü haline geldi. Onlar, tüm zorluklara rağmen inançlarını kaybetmeden, gelecek güzel günlerin hayaliyle yaşamaya devam ediyor.

Unutmayalım ki, Gazze'de yaşananlar sadece Filistin halkının değil, tüm insanlığın ortak sorunudur. Bu soruna duyarsız kalmak, insanlığımızdan bir parça kaybetmek anlamına gelir. Gazze'ye sahip çıkmak, adalete, barışa ve insanlığa sahip çıkmaktır.