
AKP'li Müteahhite Şok! Depremde 83 Can Kaybı, Yine Serbest mi?
Adıyaman'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 83 kişinin hayatını kaybettiği Üzümkent Sitesi davasında flaş bir gelişme yaşandı. Davanın üçüncü duruşmasında, sanıkların tutuklanması talebi mahkeme tarafından reddedildi. Bu karar, depremzede ailelerin büyük tepkisine yol açtı.
Üzümkent Sitesi Faciası: Adalet Bekleniyor
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yerle bir olan Adıyaman'ın Besni ilçesindeki Üzümkent Sitesi'nde yaşanan can kayıpları, Türkiye'yi yasa boğmuştu. Yıkılan binaların sorumluları hakkında açılan davalar, kamuoyunun yakından takip ettiği bir süreç haline geldi. Üzümkent Sitesi davasında, dönemin AKP Besni İlçe Yönetim Kurulu Üyesi olan müteahhit Şükrü İşitmen başta olmak üzere, diğer müteahhitler ve kooperatif yetkilileri hakkında "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan dava açılmıştı.
Davanın üçüncü duruşması, müştekiler, avukatlar ve tanıkların katılımıyla gerçekleşti. Tanıklar, binanın asıl müteahhidinin Şükrü İşitmen olduğunu belirtirken, müştekiler tüm sanıklardan şikayetçi olduklarını dile getirdiler. Müşteki avukatları, Şükrü İşitmen'in tutuklanmasını talep etti. Avukatlar, İşitmen hakkında başka bir dava olan depremde yıkılan Yukarı Şehir Kooperatif Evleri davasında tutuklama kararı verildiğini hatırlatarak, sanığın bu karara riayet etmediğini ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kaldığını savundular.
Avukatlar ayrıca, Şükrü İşitmen'in yaptığı birçok binanın yıkıldığını ve sanığın hala kaçak olduğunu, adli kontrol hükümlerini de yerine getirmediğini belirterek, tutuklama kararı verilmesini talep ettiler.
Mahkeme Kararı Tepki Çekti
Ancak mahkeme heyeti, Şükrü İşitmen hakkındaki tutuklama taleplerini, bu sanık hakkında zaten tutuklama kararı bulunduğu gerekçesiyle reddetti. Bu karar, duruşmayı takip eden depremzede ailelerinin ve kamuoyunun büyük tepkisini çekti. Kararın ardından adliye önünde toplanan vatandaşlar, "Adalet istiyoruz!" sloganları atarak tepkilerini dile getirdiler.
Duruşmada ayrıca, sanık Şükrü İşitmen'in oğlu Ahmet İşitmen hakkında çıkarılan yakalama kararının infazının beklenmesine ve akıbetinin sorulmasına karar verildi. Sanıkların kusur durumunun tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, raporun akıbetinin sorulmasına hükmedildi. Ayrıca, sanıklar Şükrü İşitmen ve Mehmet Nuri Tuğsuz hakkında uygulanan "yurt dışına çıkamama" şeklindeki adli kontrol tedbirinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 14 Temmuz'da görülecek.
Bu davada yaşananlar, Türkiye'deki deprem davalarının seyrini ve adalet beklentisini bir kez daha gündeme getiriyor. Depremde yakınlarını kaybeden aileler, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını ve adaletin yerini bulmasını bekliyor.
Deprem Gerçeği ve Alınması Gereken Önlemler
Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, geçmişte birçok büyük deprem felaketi yaşamıştır. Bu felaketlerde binlerce insan hayatını kaybetmiş, şehirler enkaza dönmüştür. Depremlerin yıkıcı etkilerinden korunmak için alınması gereken önlemlerin başında, binaların depreme dayanıklı inşa edilmesi gelmektedir. Bu kapsamda:
- Yapı denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde işletilmesi,
- Mevcut yapı stokunun depreme dayanıklılık testlerinden geçirilmesi,
- Riskli yapıların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması,
- Vatandaşların deprem bilincinin artırılması,
- Acil durum planlarının hazırlanması ve tatbikatların yapılması,
Büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, deprem öldürmez, bina öldürür. Bu nedenle, depreme karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak, can kayıplarını en aza indirmek için hayati öneme sahiptir.
Üzümkent Sitesi davası gibi davaların sonuçları, gelecekteki deprem davaları için emsal teşkil edecektir. Adaletin sağlanması, hem depremzede ailelerin acısını bir nebze olsun dindirecek, hem de müteahhitlere ve yetkililere önemli bir mesaj verecektir. Aksi takdirde, benzer felaketlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.