İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da gündeme geldiği İBB soruşturmaları kapsamında gerçekleşen protestolara katılan ve gözaltına alınan 139 kişi hakkında 3'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Bu gelişme, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve tartışmaları beraberinde getirdi.
Protestoların Arka Planı
İBB'ye yönelik soruşturmalar, son dönemde Türkiye gündeminin en önemli konularından biri haline geldi. Soruşturmaların ardından yapılan protesto gösterileri, geniş katılımla dikkat çekti. Bu gösterilerde gözaltına alınan ve tutuklanan 139 kişi hakkında savcılık tarafından hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede, şüphelilerin "kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme veya bunların hareketlerine katılma" suçundan cezalandırılması talep edildi.
İddianamede Neler Var?
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, protesto gösterilerinin yasal olmadığı ve katılımcıların kamu düzenini bozduğu iddia edildi. İddianamede, şüphelilerin eylemlerinin şiddet içerdiği ve çevreye zarar verdiği de belirtildi. Ayrıca, şüphelilerin sosyal medya üzerinden örgütlenerek eylemleri organize ettikleri de iddianamede yer alan önemli detaylardan biri.
- Protestoların yasal olmadığı
- Katılımcıların kamu düzenini bozduğu
- Eylemlerin şiddet içerdiği
- Sosyal medya üzerinden örgütlenme
İddianamede, şüphelilerin savunmaları da yer aldı. Şüpheliler, protestoların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve herhangi bir şiddet eylemine karışmadıklarını savundu. Ayrıca, gözaltına alınmalarının ve tutuklanmalarının hukuka aykırı olduğunu belirttiler.
Hapis Cezası Talebi ve Sonuçları
139 kişi hakkında 3'er yıla kadar hapis cezası istenmesi, hukuk çevrelerinde farklı yorumlara neden oldu. Bazı hukukçular, hapis cezasının orantısız olduğunu ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunurken, bazıları ise eylemlerin kamu düzenini bozduğu gerekçesiyle ceza verilmesinin yerinde olduğunu belirtti. Bu durum, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Bu gelişmelerin ardından, davanın nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor. Kararın, Türkiye'deki hukuk sistemi ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir emsal teşkil edeceği düşünülüyor.