Ozan Güven Hapse mi Girecek? Şiddet Davasında Şok Karar!
Son Dakika

Ozan Güven Hapse mi Girecek? Şiddet Davasında Şok Karar!


14 June 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 14 June 2025

Ozan Güven ile Deniz Bulutsuz arasındaki 5 yıldır süren şiddet davasında karar açıklandı. Mahkeme, ünlü oyuncuyu kasten yaralama suçundan 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Kararın onanması halinde Ozan Güven cezaevine girecek.

Davanın Detayları ve Mahkeme Süreci

İstanbul 58’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya Deniz Bulutsuz ile Ozan Güven katılmadı. Tarafları avukatları temsil etti. Deniz Bulutsuz’un avukatı, mütalaaya karşı savunma için ek süre istedi. Ozan Güven’in avukatı ise müvekkilinin beraatini talep etti.

Mahkeme, Ozan Güven'i 'kasten yaralama' suçundan suçlu buldu ve hapis cezasına hükmetti. Ancak 'hakaret' ve 'cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından beraatine karar verildi. Deniz Bulutsuz ise 'basit yaralama' suçundan meşru savunma gerekçesiyle beraat etti.

Bu dava, Türkiye'de kadına yönelik şiddet konusundaki farkındalığı artırması açısından da önem taşıyor. Ünlüler dünyasında yaşanan bu tür olaylar, kamuoyunun dikkatini çekerek benzer durumdaki diğer kadınların da sesini duyurmasına yardımcı oluyor.

Hukuki Süreç Nasıl İşleyecek?

Mahkemenin verdiği bu karar henüz kesinleşmiş değil. Ozan Güven'in avukatları karara itiraz edebilir ve dava bir üst mahkemeye taşınabilir. Üst mahkeme, yerel mahkemenin kararını onarsa, Ozan Güven'in hapis cezası kesinleşecek ve cezaevine girmesi gerekecek.

Hukuk uzmanları, bu tür davalarda delillerin ve tanık ifadelerinin büyük önem taşıdığını belirtiyor. Mahkeme, tüm delilleri ve ifadeleri değerlendirerek adil bir karar vermeye çalışıyor. Bu davanın sonucu, benzer davalar için de emsal teşkil edebilir.

Kararın Sonuçları ve Toplumsal Etkileri

Mahkemenin Ozan Güven hakkında verdiği hapis cezası kararı, sanat dünyasında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu karar, şiddetin her türlüsüne karşı sıfır tolerans ilkesinin benimsenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bu davanın sonucu, toplumda kadına yönelik şiddet konusunda daha fazla farkındalık yaratılmasına ve bu tür suçların önlenmesine katkı sağlayabilir. Ayrıca, şiddet mağduru kadınların adalete erişimi konusunda cesaretlendirici bir örnek teşkil edebilir.