
İmamoğlu'ndan Şok Karar! Duruşmaya Gitmiyor: Neler Oluyor?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nde görülecek olan ve kendisinin de sanığı olduğu 'bilirkişi davası' olarak bilinen duruşmaya katılmayacağını duyurdu. İmamoğlu, bu kararını yargılama sürecindeki usulsüzlükleri gerekçe göstererek açıkladı. Peki, bu beklenmedik kararın arkasında yatan sebepler neler? İmamoğlu'nun bu hamlesi siyasi arenada nasıl yankı bulacak?
İmamoğlu'ndan Sert Tepki: "Aldığımız Nefese Dava Açıyorsunuz!"
Ekrem İmamoğlu, duruşmaya katılmama kararını kamuoyuna duyururken, yargılama sürecine yönelik sert eleştirilerde bulundu. "Aldığımız nefese dava açıyorsunuz. Her davanın savcısı aynı, bilirkişisi aynı, hukuksuzluğu aynı" ifadelerini kullanan İmamoğlu, yargılamanın adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmediğini savundu. Ayrıca, duruşma yerinin son anda değiştirilmesine ve savunma hakkının engellenmesine de tepki gösterdi.
İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
- "Bunlar da yetmiyor bir gün önce yargılamanın yapılacağı yeri değiştiriyor bana ve avukatlarıma son anda haber veriyorsunuz."
- "Kendimizi savunmamızdan bile korkuyorsunuz."
- "Savunma hakkımızı engelleyen bu keyfi uygulamalarınızı kabul etmiyorum."
- "Bugünkü duruşma usulsüzdür, yargılama esaslarına uygun değildir."
- "Böyle bir sürecin parçası olmayı reddediyorum ve bu nedenle bu duruşmaya katılmayacağım."
- "Bağımsız Türk yargısına ve yargı üyelerine sonuna kadar güveniyorum, ama planlanan bu sürecin bir parçası olmayı reddediyorum."
Davanın Arka Planı: "Turpun Büyüğü" Basın Toplantısı
Söz konusu dava, Ekrem İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta yaptığı "Turpun Büyüğü" başlıklı basın toplantısıyla ilgili açılmıştı. Bu basın toplantısında İmamoğlu, İBB'deki bazı usulsüzlük iddialarına değinmiş ve çeşitli açıklamalarda bulunmuştu. Davanın içeriği ve İmamoğlu'na yöneltilen suçlamalar hakkında henüz detaylı bir bilgi bulunmamakla birlikte, İmamoğlu'nun bu davanın siyasi bir motivasyonla açıldığını düşündüğü anlaşılıyor.
Türkiye'de yargı süreçleri sıklıkla tartışma konusu olmuştur. Özellikle son yıllarda, siyasi davalarda yaşanan gelişmeler ve yargının bağımsızlığına yönelik eleştiriler kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Yargı bağımsızlığı, bir hukuk devletinin temel unsurlarından biridir ve adil yargılamanın sağlanması için hayati öneme sahiptir. Yargının bağımsızlığına gölge düşüren her türlü uygulama, toplumun adalete olan güvenini sarsmakta ve hukuk devletine olan inancı zedelemektedir.
Ekrem İmamoğlu'nun duruşmaya katılmama kararı, yargılama sürecine yönelik ciddi bir protesto niteliği taşıyor. Bu karar, İmamoğlu'nun yargı sistemine olan güvenini sorguladığını ve davanın siyasi bir kumpas olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Bu durum, Türkiye'deki yargı sisteminin işleyişi ve siyasi davaların adilliği konularında yeni tartışmaları beraberinde getirebilir.