Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan'ın görevine son verildiği iddiası gündeme bomba gibi düştü. Son dönemde hükümete yakın bazı bakanlara yönelik sert eleştirileriyle tanınan Kılıçarslan'ın, Yargıtay'daki bir daire başkanı tarafından "çete faaliyeti" yürütmekle suçlanması bu ayrılığın fitilini ateşlediği konuşuluyor. Peki, gerçekte neler oldu? İşte detaylar...

İsmail Kılıçarslan Neden Gündemde?

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, son zamanlarda Mehmet Şimşek ve Ali Yerlikaya gibi bakanlara yönelik eleştirileriyle dikkat çeken yazarı İsmail Kılıçarslan'la yollarını ayırdı. Bu ayrılık, kulislerde "sert çıkışların bedeli" olarak yorumlanıyor. Kılıçarslan'ın özellikle İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya hakkında TVNET'teki "Siyaseten" programında yaptığı eleştiriler büyük yankı uyandırmıştı.

Bu tartışmaların ardından Uğur Dündar sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşım yapmıştı: "Yandaş bir yayın kuruluşu bir bakanı eleştiriyorsa bilin ki o bakan dürüsttür ve yandaşın işini yapmıyordur…" Bu yorum, Kılıçarslan'ın eleştirilerinin ne kadar rahatsızlık yarattığını gözler önüne seriyor.

Yargıtay Daire Başkanı'nın İddiaları Nelerdi?

Aynı dönemde Yargıtay Daire Başkanı Abdullah Yaman'ın yaptığı, “Yeni Şafak çetesi” açıklaması hukuk ve siyaset dünyasında büyük tartışmalara neden olmuştu. Bu iddialar, Kılıçarslan'ın eleştirileriyle birleşince gazete yönetiminin harekete geçtiği ve yazarla yollarını ayırma kararı aldığı öne sürülüyor.

İddialara göre, İçişleri Bakanı hakkında ağır eleştirilerde bulunan İsmail Kılıçarslan ile Yeni Şafak gazetesi yollarını geçen hafta ayırdı. Kılıçarslan'ın son yazısını “Sıkı bağla deveni ki deve sensin” başlığıyla kaleme alması ve yazısını, “Allah, eyvallah” sözleriyle bitirmesi de dikkatlerden kaçmadı.

Peki, Kılıçarslan'ın TVNET'teki programdan da ayrılıp ayrılmadığı merak konusu. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Bu ayrılık, Türk medya dünyasında önemli bir dönüm noktası olabilir. Bir yandan, hükümete yakınlığıyla bilinen bir gazetede, bakanlara yönelik eleştirilerin ne kadar tolere edilebileceği sorusunu gündeme getirirken, diğer yandan da ifade özgürlüğü ve basın etiği konularında yeni tartışmaları başlatabilir.