İklim Yasası Sağlıkçıları Kızdırdı! Kabul Edilemez mi?
Gündem

İklim Yasası Sağlıkçıları Kızdırdı! Kabul Edilemez mi?


04 July 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 04 July 2025

İstanbul Tabip Odası ve İklim Adaleti Koalisyonu uzmanları, Türkiye’nin ilk İklim Kanunu'na yönelik eleştirilerini dile getirdi. Sağlık çalışanları, söz konusu yasanın sermaye odaklı bir yaklaşımla hazırlandığını ve halk sağlığını göz ardı ettiğini vurgulayarak tepkilerini dile getirdi.

İklim Yasası'na Sağlıkçıların Eleştirileri Neler?

Sağlık örgütleri ve uzmanlar, İklim Kanunu'nun içeriğine dair çeşitli eleştirilerde bulundu. Özellikle yasanın, çevresel etkileri değerlendirme süreçlerinde yeterli hassasiyeti göstermediği ve sanayi kuruluşlarının çıkarlarını ön planda tuttuğu yönünde endişeler dile getirildi. Ayrıca, yasanın uygulanması sırasında halkın katılımının yetersiz olacağı ve karar alma süreçlerinin şeffaf yürütülmeyeceği de eleştirilen noktalar arasında yer aldı.

  • Sermaye Odaklı Yaklaşım: Yasanın, çevresel etkileri göz ardı ederek sadece ekonomik büyümeyi hedeflediği belirtiliyor.
  • Halk Sağlığı Riskleri: Sanayi tesislerinin çevresel etkilerinin yeterince değerlendirilmemesi, halk sağlığı açısından risk oluşturabileceği ifade ediliyor.
  • Katılım Eksikliği: Yasa hazırlanırken sivil toplum kuruluşlarının ve halkın yeterince katılımının sağlanmadığı vurgulanıyor.

İklim Adaleti Koalisyonu'nun Çağrısı

İklim Adaleti Koalisyonu, İklim Kanunu'nun yeniden gözden geçirilmesi ve daha katılımcı bir süreçle hazırlanması çağrısında bulundu. Koalisyon, iklim değişikliğiyle mücadelede adil ve kapsayıcı politikaların önemine dikkat çekerek, tüm paydaşların katılımıyla daha etkili bir yasa oluşturulabileceğini savundu. İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele ederken, sosyal adaleti ve halk sağlığını korumanın öncelikli olması gerektiği vurgulandı.

Türkiye'nin ilk İklim Kanunu'na yönelik sağlıkçıların ve çevre örgütlerinin tepkileri, yasanın içeriğinin ve hazırlanış sürecinin daha geniş bir tartışma zemine oturtulması gerektiğini gösteriyor. Özellikle halk sağlığını ve çevreyi koruma odaklı düzenlemelerin yapılması, iklim değişikliğiyle mücadelede daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır. Bu nedenle, yasanın yeniden değerlendirilmesi ve tüm paydaşların katılımıyla daha kapsayıcı bir hale getirilmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, sermaye odaklı ve halk sağlığını hiçe sayan bir yaklaşım, uzun vadede telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir.