Boşanma Davası Kabusu! Meryem'e Ölüm Tehditleri Yağıyor
Gündem

Boşanma Davası Kabusu! Meryem'e Ölüm Tehditleri Yağıyor


15 June 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 15 June 2025

Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi Meryem G., boşanma aşamasındaki eşinden aldığı ölüm tehditleriyle hayatının kabusunu yaşıyor. Yıllarca şiddet gördüğü evliliğini sonlandırmak isteyen Meryem G., eşi hakkında suç duyurusunda bulundu ve boşanma davası açtı. Ancak bu karar, Meryem G.'nin hayatını daha da tehlikeye attı.

Tehditler Artıyor, Korku Büyüyor

Meryem G., 8 yıllık evliliği boyunca eşi S.G.'den şiddet gördüğünü ve bu nedenle boşanma kararı aldığını belirtiyor. Boşanma davası açtıktan sonra eşine uzaklaştırma kararı aldırmasına rağmen, tehditlerin ardı arkası kesilmedi. Bir süre önce çalışmak için Almanya'ya giden S.G.'nin, Meryem G.'ye sürekli tehdit mesajları gönderdiği ve psikolojik baskı uyguladığı iddia ediliyor. Meryem G., yaşadığı korkuyu şu sözlerle dile getiriyor: "Artık susmayacağım, ölmeden önce sesimi duyurmak istiyorum. Başıma bir şey gelirse sorumlusu bu adam!"

"Sessiz Kalmayacağım" Feryadı

Meryem G., bugüne kadar sessiz kalmasının nedenini çocukları için olduğunu söylüyor. Ancak aldığı tehditlerin dozu arttıkça, hayatından endişe etmeye başladığını ve bu nedenle sesini duyurmak istediğini vurguluyor. Meryem G., yetkililerden ve kamuoyundan yardım bekliyor. Kadın cinayetlerinin giderek arttığı ülkemizde, Meryem G.'nin feryadı, tüm kadınların ortak sesi haline geliyor.

Kadın Cinayetleri ve Toplumsal Duyarlılık

Kadın cinayetleri, Türkiye'nin kanayan yarası olmaya devam ediyor. Her gün bir kadın, erkek şiddetine kurban gidiyor. Bu acı tablo karşısında, toplumun her kesiminin duyarlı olması ve şiddete karşı durması gerekiyor. Kadınların korunması, şiddetin önlenmesi ve faillerin cezalandırılması için daha etkin önlemler alınması şart. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddet, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

Meryem G.'nin yaşadığı bu olay, boşanma sürecindeki kadınların ne gibi tehlikelerle karşı karşıya kalabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Yetkililerin ve sivil toplum kuruluşlarının, bu tür vakalara daha duyarlı yaklaşması ve kadınlara gerekli desteği sağlaması büyük önem taşıyor. Meryem G.'nin sesi, tüm kadınların sesi olmalı ve şiddete karşı ortak bir duruş sergilenmelidir.