Yargıtay'dan çarpıcı karar: İstenmeyen mesajlar suç sayıldı

Yargıtay, bir bireyin açıkça istememesine rağmen sürekli mesaj atan kişilere verilen para cezalarını onayladı. Karar, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin tartışmalara nokta koyarken, dijital iletişimde yeni bir dönemi başlatıyor.

Kararın detayları ve yasal dayanak

Olay, bir kişinin eski partnerine defalarca mesaj ve arama yapması üzerine mahkemeye taşınmıştı. Yerel mahkeme, sanığa "huzur bozma" suçundan para cezası vermişti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bu kararı oybirliğiyle onaylayarak şu kritik noktalara dikkat çekti:

• Alıcının açık reddine rağmen mesajlaşmaya devam etmek suç oluşturur.
• Teknolojik iletişim araçlarının kötüye kullanımı huzur bozma kapsamında değerlendirilir.
• Mağdurun özel hayatına yapılan bu müdahale cezayı gerektirir.

Dijital dünyada kişisel sınırlar yeniden tanımlanıyor

Uzmanlar, bu kararın dijital taciz olaylarına karşı önemli bir emsal oluşturduğunu vurguluyor. Özellikle sosyal medya ve anlık mesajlaşma uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, kişisel sınırların ihlali artış gösteriyor. Yargıtay'ın bu kararı, bireylerin dijital ortamda da huzur hakkının korunduğunu resmen tescil etmiş oldu.

Karar, yalnızca eski partnerler arasındaki iletişimi değil, ticari mesajlar dahil her türlü istenmeyen iletişimi kapsayacak şekilde yorumlanıyor. Hukukçular, özellikle pazarlama amaçlı yoğun mesajlaşma yapan şirketlerin de bu karar doğrultusunda daha dikkatli davranması gerektiğine işaret ediyor.

Bu gelişme, Türkiye'de dijital iletişim etiği ve yasal sınırlar konusunda önemli bir kilometre taşı olarak kayıtlara geçti. Yargıtay'ın kararı, bireylerin sanal ortamda da kişisel alanlarının korunması gerektiği prensibini hukuki zemine oturttu.