Türk yönetmen Alkan Avcıoğlu'nun imzasını taşıyan ve dünyada türünün ilk örneği olan "Gerçek Ötesi" belgeseli, 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde gösterildi. İzleyicilerin yoğun ilgi gösterdiği belgesel, yapay zeka ve sinemanın kesişim noktasında dikkat çekici bir yapım olarak öne çıkıyor. Yönetmen Alkan Avcıoğlu, belgeselin ortaya çıkış sürecini ve yapay zekanın sanata etkilerini Yeni Şafak Pazar Eki'ne özel olarak anlattı.

Yapay Zeka ile Belgesel Fikri Nasıl Doğdu?

Alkan Avcıoğlu, yapay zeka araçlarıyla sanat üretimine başlamasının kariyerinde bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. Resimden sinemaya kadar birçok sanat formunun, günümüzün karmaşık ve hızlı dünyasını anlatmakta yetersiz kaldığını düşünen Avcıoğlu, yapay zeka araçlarının hikaye anlatımına yeni bir soluk getireceğine inanıyor. Belgesel fikri de bu düşüncenin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmış.

Avcıoğlu, yıllardır gerçeklik algısının çözülüşü temasıyla ilgileniyor. Günümüz dünyasının gerçek görüntülerle temsil edilemeyecek kadar yapay ve kurmaca olduğunu vurgulayan yönetmen, sosyal medyadan politikaya kadar her şeyin manipüle edildiği bir çağda yaşadığımızı ifade ediyor. Bu nedenle, gerçeğin gerçekliğini yitirdiği bir dünyayı anlatmak için yapay zekanın sentetik görüntülerinin harika bir ayna olduğunu düşünüyor.

Yapay Zeka Bizi Yapaylaştırıyor mu?

Yapay zeka araçlarının çok yeni olduğunu, ancak yapaylaşma ve manevi değerlerdeki çözülmenin uzun yıllardır devam ettiğini belirten Avcıoğlu, filminde bu sürecin izlerini Silikon Vadisi'nden Endüstri Devrimi'ne kadar takip ediyor. Zihinlerimizdeki makineleşmeye dikkat çeken yönetmen, yapay zekanın zaten gitmekte olduğumuz yönde ilerleyen bir sürecin yalnızca yeni ve daha hızlı bir aşaması olduğunu ifade ediyor. Avcıoğlu'na göre, yapay zeka bizleri yapaylaştırmaya devam etme ihtimali kadar, bu kısır döngüden kurtarmaya da yardımcı olabilir.

Tarihe dünyanın ilk yapay zeka ile yapılan belgesel yönetmeni unvanı ile geçen Alkan Avcıoğlu, bu durumun kendisinde karmaşık duygular uyandırdığını belirtiyor. Herkesin Hollywood tarzı kurmaca filmler çekme derdinde olduğu bir ortamda, bir anlamda "köyün delisi" olarak bir belgesel yapmış olmaktan memnun olduğunu ifade ediyor. Yapay zekanın yeni bir alan olduğunu ve bu tür ilklerin normal olduğunu belirten Avcıoğlu, bu başarının Türkiye'de gerçekleşmiş olmasından gurur duyduğunu dile getiriyor.

Festival Yolculuğu Devam Ediyor

Varşova'dan sonra Antalya Altın Portakal'da yerel izleyicilerle buluşan "Gerçek Ötesi" belgeseli, yapay zeka ile oluşturulan içeriklere karşı var olan önyargıları kırmayı hedefliyor. Avcıoğlu, beklentisinin bu aracın farklı ve kavramsal bir şekilde kullanılabileceğini göstermek ve belgesel formunun sınırlarını sorgulatmak olduğunu belirtiyor. Şimdilik bunu başardığını düşünen yönetmen, beklentileri ters köşe yapan bir film olarak hem eleştirmenlerin hem de yurtdışındaki festivallerin dikkatini çekmekten mutluluk duyuyor. Belgesel, Floransa'daki Festival Dei Popoli'de de gösterilecek ve Avrupa'nın en eski ve köklü belgesel film festivallerinden birinde yer alacak.

Filmin festival yolculuğu, eleştirel karnesi iyi olduğu için yurtdışındaki festivallerden gelen davetlerle devam edecek. Dijital yayın platformlarında hemen yayınlanmayı düşünmeyen Avcıoğlu, öncelikle belgeselin birçok ülkede sinema ve festival izleyicisi ile buluşmasını istiyor. Belgesel, İtalya ve İspanya'da gösterimlere hazırlanırken, 2026 yılında uzun bir dönem film festivallerinde gösterilmeye devam edecek.

Alkan Avcıoğlu'nun "Gerçek Ötesi" belgeseli, yapay zeka ve sinemanın geleceğine dair önemli sorular soran, düşündürücü ve yenilikçi bir yapım olarak öne çıkıyor. Belgeselin başarısı, Türk sinemasının uluslararası alandaki yükselişine katkıda bulunurken, yapay zekanın sanatsal ifade biçimlerini nasıl dönüştürebileceğine dair yeni bir bakış açısı sunuyor.