TBMM Genel Kurulu, İsrail'in artan saldırganlığı ve İran ile yaşanan gerginliği oy birliğiyle kınadı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş imzasıyla yayınlanan tezkerede, İsrail'in Filistin, Suriye, Lübnan ve Yemen'deki eylemleri de şiddetle eleştirildi. Tezkerede, uluslararası topluma İsrail'i durdurma çağrısı yapıldı ve bölgede kalıcı barışın tesisi için diplomatik çabalara devam edileceği vurgulandı.

TBMM'den Sert Tepki: İsrail'in Saldırganlığı Kabul Edilemez!

Tezkerede yer alan ifadelerde, İsrail'in Gazze'deki soykırım başta olmak üzere, bölgesel barışı tehdit eden tüm eylemleri ve son olarak İran'a yönelik saldırıları en güçlü şekilde kınandığı belirtildi. Ayrıca, İsrail'in saldırganlığı karşısında sessiz kalan uluslararası kurumlar ve hükümetler, uluslararası hukuk ve diplomasi temelinde sorumluluk almaya davet edildi. Türkiye'nin, barışı önceleyen ve insan hayatını esas alan bir anlayışla, bölgede kalıcı bir çözümün tesisi için girişimlerini sürdüreceği vurgulandı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, tezkerede şu ifadelere yer verdi:

"TBMM olarak; İsrail'in başta Gazze halkına karşı sürdürdüğü soykırım olmak üzere bölgesel barışı tehdit eden tüm eylemlerini ve son olarak İran'a yönelik saldırılarını en güçlü şekilde kınıyoruz."

Tezkerede ayrıca, Netanyahu ve bazı hükümet üyeleri hakkında hem ülkesinde hem de uluslararası yargı organlarında devam eden hukuki süreçlerin soykırımcı olarak tescil edileceği ifade edildi. Devlet terörü uygulayan İsrail'in ve ona destek veren emperyalist güçlerin halkların nezdinde çoktan mahkûm olduğu vurgulandı.

İsrail'in Bölgesel Tehdidi ve Türkiye'nin Barış Çağrısı

Tezkerede, İsrail'in uzun yıllardır sürdürdüğü hukuka aykırı ve soykırımcı politikaların tüm dünyayı tehdit ettiği belirtildi. Gazze'de on binlerce masumun katledilmesine neden olan saldırıların ardından İran'a yapılan saldırıların, İsrail yönetiminin bölgesel barışı topyekûn hedef alan bir çatışma stratejisi yürüttüğünü açıkça ortaya koyduğu ifade edildi. Ayrıca, Filistin halkının on yıllardır devam eden işgal, sistematik baskı ve ayrımcılığa ek olarak artık soykırımla mücadele ettiği ve yardıma erişemediği için açlıkla sınandığı vurgulandı.

İsrail hükümeti ve ordusunun, yardım sırasında bekleyen sivilleri ve çocukları hedef alarak insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde yer alan uygulamalarına ağır bir suç daha eklediği belirtildi. Öte yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının, bölgedeki gerilimi tırmandırmakta ve geniş çaplı savaş riskini beraberinde getirdiği ifade edildi. Bu saldırının, uluslararası iş birliği ve nükleer müzakereler konusunda devam eden sürece karşı yapılmış provokatif ve tehditkâr bir adım olduğu vurgulandı.

İsrail'in Filistin'in yanı sıra, Suriye, Lübnan ve Yemen'de süregelen saldırıları, Netanyahu hükümetinin çatışmayı yayma niyetinin yansımaları olarak değerlendirildi. TBMM'nin, bölgemizdeki tüm masum halkların yanında, savaşın ve İsrail katliamlarının karşısında olduğu vurgulandı.

Uluslararası Topluma Çağrı ve Sonuç

TBMM'nin bu sert kınaması, Türkiye'nin bölgedeki barış ve istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Uluslararası toplumun, İsrail'in saldırganlığına karşı daha etkin bir duruş sergilemesi ve bölgede adil, kalıcı ve hakkaniyete dayalı bir barışın tesisi için çaba göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Ortadoğu'daki gerilimlerin daha da tırmanması ve bölgesel bir savaşın çıkması kaçınılmaz olabilir.

TBMM'nin bu tezkere ile yaptığı çağrı, uluslararası toplumun vicdanına ve sorumluluk bilincine yapılan bir çağrıdır. Bölgede barışın tesisi için herkesin üzerine düşen görevi yapması, insanlık adına bir zorunluluktur.