Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Sudan'da süregelen iç savaşta yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek sert bir açıklama yayınladı. Açıklamada, özellikle sivil halka ve sağlık kuruluşlarına yönelik acımasız saldırılar kınanırken, uluslararası kamuoyuna bu kanlı savaşı durdurma çağrısında bulunuldu. TTB, yaşananların uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu vurguladı.

Sağlık Hakkı İhlalleri Alarm Veriyor

TTB'nin yaptığı açıklamada, Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da devam eden çatışmalarda, sağlık hizmetlerini hedef alan tam 185 saldırı gerçekleştirildiği belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, bu saldırılarda en az 1.204 sağlık çalışanı ve hasta hayatını kaybederken, 416 kişi de yaralandı. Son olarak, Faşir kentindeki son faal sağlık kurumu olan Suudi Hastanesi'ne düzenlenen saldırıda ise en az 460 sağlık çalışanı, hasta ve hasta yakınının can verdiği belirtildi. Bu vahim tablo, Sudan'da sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini gösteriyor.

Uluslararası Topluma Acil Çağrı

TTB, yayınladığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Sivil halkı ve sağlık hizmetlerini/kurumlarını/çalışanlarını açıkça hedef alan, yaşam ve sağlık hakkını yok sayan saldırıları şiddetle kınıyoruz." Bu saldırıların, Cenevre Sözleşmeleri'ni ve uluslararası insancıl hukuku açıkça ihlal ettiğini vurgulayan TTB, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" değerlendirmesinde bulunan TTB, Birleşmiş Milletler (BM),Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Tabipleri Birliği'ni (WMA) savaşı durdurmak için derhal harekete geçmeye davet etti. Ayrıca, savaşın tüm taraflarının uluslararası hukuk kurallarına uyması ve tıbbi tarafsızlık ilkesi gereğince ihtiyacı olan herkese ayrım gözetmeksizin sağlık hizmeti sunulması talep edildi.

TTB'nin bu açıklaması, Sudan'da yaşanan insanlık krizine dikkat çekerek uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sudan'daki iç savaşın sona erdirilmesi ve sivillerin korunması için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekiyor.

Sudan'da yaşanan bu trajik olaylar, savaşların sadece askeri bir çatışma olmadığını, aynı zamanda insan sağlığı ve yaşam hakkı üzerinde de derin ve kalıcı etkiler bıraktığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Uluslararası toplumun, bu tür krizlere karşı daha duyarlı ve proaktif olması, insanlığın ortak sorumluluğudur.