ABD'de Filistin'e destek verdiği için gözaltına alınan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk'ün kefaletle serbest bırakılması talebi reddedildi. Göçmenlik yargıcının bu kararı büyük tepki çekti. Peki, Rümeysa Öztürk neden "toplum için tehlike" olarak görülüyor? İşte detaylar...

Skandal Karar: Kefalet Talebi Neden Reddedildi?

Rümeysa Öztürk, Louisiana eyaletinde göçmenlik mahkemesine çıkarıldı. Duruşma basına kapalı olarak gerçekleşti. Avukatları, Trump yönetiminin, Gazze'deki saldırılara ilişkin öğrenci gazetesine yazdığı bir köşe yazısı nedeniyle müvekkillerini gözaltına alma ve sınır dışı etme girişiminde bulunduğunu belirtti. Bu durum, ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak değerlendiriliyor.

İç Güvenlik Bakanlığı avukatları ise Öztürk'ün serbest bırakılmasının "kaçma riski" ve "toplum açısından tehlike" oluşturduğunu savundu. Göçmenlik yargıcı da bu argümanı kabul ederek Öztürk'ün kefaletle serbest bırakılması talebini reddetti ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Marty Rosenbluth, Öztürk'ün "usulüne uygun yargılanmadığını" ve "hukukun üstünlüğünün tamamen ihlal edildiğini" ifade etti. Rosenbluth, göçmenlik mahkemelerinin, Trump yönetiminin Filistin haklarını savunanları susturma girişimlerinin bir parçası olduğunu iddia etti.

Rümeysa'ya Destek Mektupları Yağıyor

Rümeysa Öztürk'e destek olmak amacıyla "Rümeysa'ya Mektuplar" adında çevrimiçi bir form oluşturuldu. Destekçileri, bu form aracılığıyla Rümeysa'ya mesajlarını iletebiliyor. Kampanyayı düzenleyenler, "Gelin bizler de Rümeysa'nın yanında olduğumuzu ve özgürlüğüne kavuşması için elimizden geleni yapacağımızı ona söyleyelim" çağrısında bulundu.

• Destek mesajları, Rümeysa'ya moral vermek ve yalnız olmadığını hissettirmek için önemli.
• Kampanya, ifade özgürlüğüne sahip çıkmak ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla yürütülüyor.
• Sosyal medyada da #FreeRumeysa etiketiyle destek mesajları paylaşılıyor.

Uluslararası Tepkiler ve Son Gelişmeler

Rümeysa Öztürk'ün davası, uluslararası kamuoyunda da yankı uyandırdı. İsrailli akademisyenler, ABD Başkanı Donald Trump'ı üniversiteleri hedef almak için antisemitizmi kullanmakla suçladı. Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric ise, insanların cezalandırılma korkusu olmadan özgürce konuşabilmesini desteklediklerini belirtti.

Rümeysa Öztürk'ün davası 14 Nisan'a ertelendi. Salıverilmesi talepleri değerlendirilecek. Bu süreçte, Öztürk'e yönelik destek ve dayanışma devam ediyor.

Rümeysa Öztürk'ün yaşadığı bu durum, ifade özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Dava sürecinin nasıl sonuçlanacağı merakla beklenirken, Öztürk'e verilen destek, umutları yeşertiyor ve adaletin sağlanması için mücadeleye devam etme gücü veriyor.