İsrail'in ABD kamuoyunu etkileme girişimleri yeni bir boyut kazandı. Daha önce sosyal medya fenomenleri ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik hamleleriyle dikkat çeken İsrail, şimdi de kiliselerle ticari anlaşmalar yaparak "yumuşak güç" etkisini artırmayı hedefliyor. Bu strateji değişikliği, ABD kamuoyunda İsrail'e olan desteğin azalmasıyla birlikte daha da önem kazanıyor. Peki, bu yeni manipülasyon planları neler içeriyor ve ABD'deki yankıları nasıl olacak?

İsrail'in Yeni Manipülasyon Stratejisi

ABD'deki kamuoyu anketlerinde ilk kez İsrail'e verilen desteğin azınlığa düşmesi, Tel Aviv yönetimini harekete geçirdi. Gazze'de yaşanan olaylar ve soykırım iddiaları, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun imajını zedelerken, İsrail'in bu durumu düzeltmek için çeşitli yollara başvurduğu biliniyor. Daha önce sosyal medya fenomenlerine para ödeyerek ve yapay zeka programları aracılığıyla algı operasyonları yaptığı ortaya çıkan İsrail, şimdi de kiliseler ve ünlü isimler üzerinden yeni bir strateji izliyor.

• Kiliselerle Ticari Anlaşmalar: İsrail, ABD'deki kiliselerle ticari anlaşmalar yaparak, dini gruplar aracılığıyla kamuoyunu etkilemeyi amaçlıyor. Bu anlaşmaların içeriği henüz tam olarak bilinmese de, sponsorluk teklifleri ve ortak projeler üzerinden "yumuşak güç" etkisi yaratılmak istendiği belirtiliyor.
• Ünlü İsimlerle İşbirliği: Spor ve sinema dünyasının tanınmış isimleri de İsrail'in hedefinde. Bu isimlerle yapılacak işbirlikleri sayesinde, İsrail'in imajının düzeltilmesi ve destekçi sayısının artırılması hedefleniyor.

Uzmanlar Ne Diyor?

Uzmanlar, İsrail'in bu tür faaliyetlerinin "yabancı ülke adına ajanlık faaliyeti" olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor. Bu durumun FBI tarafından soruşturulabileceği de ifade ediliyor. İsrail'in ABD kamuoyunu etkilemeye yönelik bu manipülasyon planları, iki ülke arasındaki ilişkileri de derinden etkileyebilir.

Özellikle son dönemde İsrail'e yönelik eleştirilerin artması ve uluslararası kamuoyunda oluşan baskı, Tel Aviv yönetimini farklı stratejiler geliştirmeye zorluyor. Ancak bu tür manipülasyon girişimlerinin, uzun vadede İsrail'in imajını daha da zedeleyebileceği ve güvenilirliğini azaltabileceği de unutulmamalıdır.

Sonuç

İsrail'in ABD kiliseleri ve ünlü isimlerle yaptığı ticari anlaşmalar, manipülasyon projeleri olarak değerlendiriliyor. Bu durum, İsrail'in imajını düzeltme çabalarının bir parçası olsa da, uzmanlar bu tür faaliyetlerin yasal ve etik açıdan sorunlu olabileceğine dikkat çekiyor. İsrail'in bu stratejisi, ABD kamuoyunda nasıl bir etki yaratacak ve iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkileyecek, merakla bekleniyor. Unutulmamalıdır ki, şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri, uzun vadeli ilişkilerin temelini oluşturur.