İran'ın İsrail'e yönelik misilleme saldırıları, bölgede büyük bir gerginliğe yol açarken, saldırıların acı bilançosu da ortaya çıkmaya başladı. İsrail devlet televizyonu KAN'ın aktardığı bilgilere göre, İran'ın füze saldırıları sırasında 51 yaşındaki bir kadın, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Saldırılarda ayrıca 3'ü ağır olmak üzere 55 kişinin yaralandığı belirtildi.

Sığınağa Sığınırken Kalp Krizi

İsrail'in kuzeyindeki Karmiel bölgesinde yaşanan olayda, İran'dan atılan füzeler nedeniyle sirenlerin çalması üzerine 51 yaşındaki kadın sığınağa indi. Ancak yaşanan panik ve korku nedeniyle kalp krizi geçiren kadın, olay yerinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. İsrail acil yardım servisi Kızıl Davud Yıldızı, saldırılar sırasında sirenlerin çaldığını ve korkuyla sığınağa inen kadının kalp krizi geçirdiğini doğruladı.

İsrail'in Kanal 12 televizyonu ise İran'ın son misilleme saldırılarında 25 füzenin atıldığını, bunların 6'sının Tel Aviv, Hayfa ve Beerşeba dahil İsrail'in çeşitli bölgelerine düştüğünü bildirdi. Bu durum, saldırıların geniş bir alanı hedef aldığını ve sivil halk üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.

Bölgedeki Gerilim Tırmanıyor

İsrail ve İran arasındaki gerilim, uzun süredir devam ediyor. Son olarak İsrail'in İran'a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, misilleme eylemlerini tetikledi. İsrail'in 13 Haziran'da İran'ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenlediği iddia edilmişti. Bu saldırılarda İran'da Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanının öldüğü öne sürülmüştü.

İran Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında toplam sivil can kaybının 224, yaralı sayısının da 1277'den fazla olduğunu açıklamıştı. İran ordusunun İsrail'e balistik füzelerle yaptığı misillemede ise 25 kişinin öldüğü, 500'den fazla kişinin yaralandığı aktarılmıştı. Bu karşılıklı saldırılar, bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırıyor.

Bu tür olayların yaşanmaması için uluslararası toplumun devreye girerek tarafları sükunete davet etmesi ve diyalog kanallarını açması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bölgedeki gerginliğin daha da tırmanması ve daha fazla masum insanın hayatını kaybetmesi kaçınılmaz olabilir.