Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının faillerinin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda düzenledikleri eylemlerinin 1051’incisini gerçekleştirdi. "17-31 Mayıs Kayıplar Haftası" kapsamında yapılan bu haftaki eylemde, kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, cezasızlık politikalarına ve Galatasaray Meydanı'ndaki yasağa dikkat çekti. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan'ın katılımıyla gerçekleşen eylemde, hakikat, adalet ve onurlu bir barış talebi vurgulandı.
Cumartesi Anneleri'nin Talepleri Neler?
Gözaltında işkenceyle öldürülen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, yıllardır süren cezasızlık politikasının yeni insan hakları ihlallerine neden olduğunu belirtti. Ocak, cezasızlığın toplumsal barış ve hukuk devleti ilkeleri açısından ciddi bir engel teşkil ettiğini vurgulayarak, taleplerini şu şekilde sıraladı:
- Gözaltında kaybedilen tüm kişilerin akıbeti açıklansın.
- Suçun fail ve sorumluları yargılanarak adalet önünde hesap versin.
- Gözaltında kaybetme Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suç olarak tanınsın.
- Cezasızlık uygulamalarına son verilsin.
- Türkiye, Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmelere Karşı Uluslararası Sözleşmesi’ni imzalasın ve hayata geçirsin.
- Galatasaray Meydanı’ndaki anayasa ve hukuk dışı mekân yasağı ile sayı sınırlamasına derhal son verilsin.
Ocak, "Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha yüksek sesle dile getirerek, Kayıplar Haftası’na giriyoruz," dedi. Ayrıca, gözaltında kaybetmelerin sadece kaybedilenlerin değil, geride kalanların da hayatını karartan; kuşaklar boyu süren bir travma olduğunu vurguladı ve bu suçun zamanaşımına uğratılamayacağını, görmezden gelinemeyeceğini belirtti.
AYM Kararları ve Galatasaray Meydanı Yasağı
İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı'nın 25 Ağustos 2018 tarihinde gerçekleştirilen Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. hafta buluşmasını yasaklaması ve ardından yaşanan polis şiddeti, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından ihlal olarak değerlendirildi. AYM, Maside Ocak ve Sebla Arcan'a yönelik muamelelerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğine ve kötü muamele yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, Ocak'a 13 bin 500 TL, Arcan'a ise 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak, AYM’nin ihlal kararlarına rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması hâlâ fiilen yasak ve meydana sadece belirli sayıda kayıp yakını ve hak savunucusu alınıyor.
Hakikat, Yüzleşme ve Adalet Vurgusu
Cumartesi Anneleri/İnsanları, yeni süreçte hakikat, yüzleşme ve adaletin ön planda olması gerektiğini vurguladı. Gerçek anlamda barışın, ancak toplumsal hafızanın onarılması, adaletin eksiksiz işlemesi ve insan haklarının tam anlamıyla tanınmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekildi. Kayıplar Haftası vesilesiyle, silah bırakmanın gerçek bir barışın kapısını aralaması dilenerek, tüm duyarlı kamuoyu hakikat, adalet ve onurlu bir barış talebine ortak olmaya çağrıldı. Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır da, “Gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetini oldu bittiye getirenlere, imha, inkâr politikalarına karşı; biz kayıp yakınları yoldaşlarımızla beraber adaleti, hakikati ortaya çıkarıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Rahat uyuyun,” dedi.
Cumartesi Anneleri'nin yıllardır süren mücadelesi, Türkiye'deki insan hakları ihlallerine ve cezasızlık politikalarına karşı önemli bir sembol haline gelmiştir. Kayıp yakınlarının adalet arayışı ve hakikat talebi, Türkiye'nin insan hakları sicilinin iyileştirilmesi ve toplumsal barışın sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, Cumartesi Anneleri'nin sesine kulak vermek ve onların taleplerini desteklemek, vicdani bir sorumluluktur.