Japonya'ya duyduğum uzun süreli merak nihayet gerçek oldu. Bu seyahat, hem Dağların Sırrı kitabımda yer alan Fujiyama'yı görmek hem de Sultan Abdülhamid'in Ertuğrul Fırkateyni'nin acı hatırasını anmak için bir fırsattı. THY'nin davetiyle gerçekleşen bu yolculuk, beni Japonya'nın gizemli dünyasına taşıdı.
Osaka ve Kiyoto'nun Büyülü Atmosferi
Osaka'ya vardıktan sonra, şehrin canlı atmosferi beni hemen etkisi altına aldı. Ancak asıl sürpriz, Kiyoto'da beni bekliyordu. Bu turistik kasaba, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle doluydu. Dar sokakları, tropikal bahçeleri ve bambu ağaçlarıyla çevrili yolları, burayı eşsiz kılıyordu.
Kiyoto'da dikkatimi çeken en ilginç şeylerden biri, "rikisha" adı verilen insan gücüyle çekilen arabalardı. Prof. Mecit (Eş) Bey'le bindiğimiz rikisha'yı çeken Luca adındaki genç, Paris'te okuyan ve Fransızca konuşan bir öğrenciydi. Luca, hem bizi gezdiriyor hem de köy hakkında bilgi veriyordu. Böylesine ilginç bir deneyimi yaşamak için Kiyoto'yu ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Uluslararası Osaka Fuarı ve Türkiye Standı
Osaka'ya gidişimizin asıl sebebi, Uluslararası Osaka Fuarı'ydı. Fuar alanında, Türk Hava Yolları'nın da bir standı bulunuyordu. Türkiye standı, yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeken güzel bir şekilde hazırlanmıştı. Suudi Arabistan'ın Mekke ve Medine stantları da oldukça dikkat çekiciydi. Fuar, farklı kültürleri bir araya getiren önemli bir etkinlikti.
Fuarın ardından düzenlenen yemekte, Türkiye'den gelen Ticaret Bakanımız Ömer Bolat Bey de yer aldı. Bu durum, Osmanlı-Japonya ilişkilerinin yeni bir formatta yeniden başladığı düşüncesini bende uyandırdı. Bu tarihi bağların yeniden canlanması, iki ülke arasındaki işbirliğini daha da güçlendirebilir.
Budizm ve Buda Tapınakları
Japonya'da Budizm, hala yaşayan önemli dinlerden biridir. Osaka'da bulunan Buda tapınağı, Japonya'nın en eski Budist tapınaklarından biri olarak biliniyor. Tapınaktaki büyük heykelin, 593 yılında Prens Shōtoku tarafından inşa ettirildiği söyleniyor. Ancak bu mekanlar, daha çok turistik amaçlarla ön plana çıkıyor. Japonya'da din, daha çok kişisel bir inanç olarak yaşanıyor ve sosyal hayatta pek bir karşılığı yok.
Japonya'da insanların, çalıştıkları şirketleri ve ülkeyi yüceltme amacına odaklandığını gözlemledim. Bu durum, insanların birer robot gibi hedeflerine kitlenmiş bir çalışma hayatı içinde yaşamalarına neden oluyor. Bu durum, Japon toplumunun kendine özgü yapısını ve değerlerini yansıtıyor.
Belki yaşım nedeniyle katılmam mümkün olmayabilir, ancak Japonya için şöyle bir hayal kurmaktan kendimi alamıyorum: Abdulhamid'in 150 yıl önce başlattığı ancak acı bir sonla yarım kalan dostluk seferini yeniden başlatmak amacıyla, "Ertuğrul" isimli bir uçakla, içinde ağırlıklı olarak ilim adamlarının, sanatçıların, tüccarların ve gençlerin oluşturduğu bir heyetin Japonya'ya bir sefer düzenlenmesidir. Mümkünse her yıl dönümünde ve her yıl.
Japonya seyahatim, unutulmaz anılarla dolu bir deneyimdi. Bu ülke, hem tarihi hem de kültürel zenginlikleriyle beni büyüledi. Umarım, bu yazımla size Japonya hakkında yeni bilgiler vermiş ve seyahat etme isteği uyandırmışımdır.