İstanbul Barosu, İstanbul ve Anadolu adliyelerinde avukatlara yönelik başlatılan tartışmalı uygulamalara karşı harekete geçti. Avukatlara uygulanan X-Ray taraması, adliyelerde kısıtlı alanlar oluşturulması ve koridor geçişlerinin engellenmesi gibi uygulamaların iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Adalet Bakanlığı aleyhine iki ayrı idari dava açıldı. Baro, bu uygulamaların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na, Avukatlık Kanunu'na ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı olduğunu savunuyor.

Baro'nun Gerekçeleri Neler?

İstanbul Barosu, dava dilekçelerinde söz konusu uygulamaların avukatların mesleki faaliyetlerini engellediğini ve savunma hakkını kısıtladığını vurguladı. Baro'nun açıklamasına göre, X-Ray taraması ve diğer uygulamalar, avukatların müvekkilleriyle serbestçe görüşmelerini zorlaştırıyor, adliyelerde hareket özgürlüklerini kısıtlıyor ve dolayısıyla adil yargılanma hakkına zarar veriyor. Baro, bu uygulamaların hukuki dayanağının olmadığını ve keyfi bir şekilde uygulandığını iddia ediyor.

Dava dilekçelerinde, avukatların adliyelerde görev yaparken kimliklerini ibraz etmelerinin yeterli olması gerektiği, X-Ray taraması gibi uygulamaların ise ancak somut bir suç şüphesi varsa ve hakim kararıyla yapılabileceği belirtildi. Baro, aksi takdirde, bu tür uygulamaların avukatların mesleki itibarlarını zedelediğini ve kamuoyunda yanlış bir algı yarattığını savunuyor. Ayrıca, bu uygulamaların avukatlık mesleğinin bağımsızlığına ve yargının işleyişine de zarar verdiği vurgulanıyor.

Avukatlar Ne Diyor?

Uygulamaya maruz kalan birçok avukat, duruma tepkili. Avukatlar, uygulamaların kendilerini zan altında bıraktığını ve mesleki saygınlıklarını zedelediğini ifade ediyor. Ayrıca, X-Ray taraması sırasında kişisel eşyalarının incelenmesinin özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini ve bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtiyorlar. Birçok avukat, bu uygulamaların keyfi ve ayrımcı olduğunu, adliyelerde güvenlik önlemlerinin artırılmasının başka yollarının da mümkün olduğunu savunuyor.

Adalet Bakanlığı Ne Cevap Verecek?

İstanbul Barosu'nun açtığı dava, avukatlar ve Adalet Bakanlığı arasında yeni bir hukuki mücadeleyi başlatmış durumda. Adalet Bakanlığı'nın dava dilekçelerine nasıl bir yanıt vereceği ve mahkemenin bu konuda nasıl bir karar alacağı merakla bekleniyor. Bu dava, avukatların mesleki hakları ve adliyelerde güvenlik önlemleri arasındaki denge açısından önemli bir emsal teşkil edebilir.

Türkiye'de adliyelerde güvenlik önlemleri son yıllarda artırılmış olsa da, bu önlemlerin avukatların mesleki faaliyetlerini engellememesi ve adil yargılanma hakkını zedelememesi gerekiyor. İstanbul Barosu'nun açtığı bu dava, bu konuda önemli bir tartışma zemini oluşturacak ve belki de adliyelerdeki güvenlik politikalarının yeniden gözden geçirilmesine yol açacaktır.