Türkiye'de büyük yankı uyandıran bir çocuk istismarı davasında şok edici bir karar çıktı. 11 yaşındaki bir kız çocuğunun bakkalda istismara uğradığı iddiasıyla açılan dava, mahkeme tarafından "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gerekçe gösterilerek davaya dönüştürülmeden kapatıldı. Bu karar, kamuoyunda büyük bir tartışma yarattı ve yargı sistemine olan güveni bir kez daha sorgulattı.
Davanın Detayları
Olay, geçtiğimiz aylarda yaşandı. İddiaya göre, 11 yaşındaki kız çocuğu bakkala gittiği sırada istismara maruz kaldı. Ailenin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda dava açıldı. Ancak mahkeme, yeterli delil olmadığı gerekçesiyle davayı kapatma kararı aldı. Kararda, "Şüphenin sanık yararına yorumlanması gerektiği" vurgulandı.
- Mağdur kız çocuğunun ifadesi alındı.
- Olay yeri incelemesi yapıldı.
- Tanık ifadelerine başvuruldu.
Ancak tüm bu deliller, mahkemeyi sanığın suçlu olduğuna ikna etmeye yetmedi.
Karara Tepkiler
Davanın kapatılması kararı, kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. Özellikle çocuk hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları, karara sert tepki gösterdi. Kararın, çocuk istismarı davalarında caydırıcılığı azaltacağı ve suçluları cesaretlendireceği endişesi dile getirildi. Sosyal medyada da karara yönelik yoğun eleştiriler yapıldı. Vatandaşlar, "#ÇocukİstismarınaHayır" etiketiyle tepkilerini dile getirdi.
Hukukçular da kararın tartışmalı olduğunu belirtiyor. Bazı hukukçular, "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesinin, masumiyet karinesinin bir gereği olduğunu savunurken, bazıları ise bu ilkenin çocuk istismarı gibi hassas davalarda daha dikkatli uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Davanın kapatılması kararına rağmen, hukuki süreç henüz tamamlanmış değil. Mağdur ailenin, karara itiraz etme hakkı bulunuyor. Ailenin itiraz etmesi halinde, dosya bir üst mahkemeye taşınacak ve yeniden değerlendirilecek. Ancak, üst mahkemenin de aynı kararı vermesi durumunda, dava tamamen kapanmış olacak.
Bu üzücü olay, Türkiye'de çocuk istismarı ile mücadelede daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Yargı sisteminin, çocukların haklarını koruma konusunda daha hassas ve titiz davranması gerektiği açıkça görülüyor. Aksi takdirde, bu tür kararlar toplumda derin yaralar açmaya devam edecektir.
