ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'na yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bessent, her iki kurumu da temel görevlerine dönmeye çağırarak, aksi takdirde ABD'nin bu kurumlara olan desteğinin sorgulanabileceği sinyalini verdi. Bu çıkış, uluslararası finans çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

IMF ve Dünya Bankası'na Yönelik Eleştiriler

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu'nda konuşan Bessent, uluslararası ekonomik sistemdeki dengesizliklere dikkat çekti. Bessent, IMF ve Dünya Bankası'nın kuruluş amaçlarından saptığını ve görevlerinin sınırlarını aştığını savundu. Bu durumun, kurumların etkinliğini azalttığını ve küresel ekonomik istikrara zarar verdiğini belirtti.

Bessent'in eleştirileri şu noktalarda yoğunlaştı:

• Görev Sapması: IMF'nin iklim değişikliği, toplumsal cinsiyet ve sosyal meseleler gibi konulara odaklanması, temel görevi olan uluslararası parasal işbirliğini teşvik etme ve ekonomik büyümeyi destekleme misyonundan uzaklaşmasına neden oluyor.
• Çin'e Ayrıcalık: Dünya Bankası'nın dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'e hala "gelişmekte olan ülke" muamelesi yapması kabul edilemez bir durum.
• Hesap Verebilirlik Eksikliği: IMF ve Dünya Bankası, küresel düzeyde bozulmalara neden olan politikalara sahip ülkelerden hesap sormakta yetersiz kalıyor.

Bessent, "Küresel finansa yeniden denge kazandırmak için IMF ve Dünya Bankası'nın net bir liderlik sergilemesi gerekecek" dedi. Ayrıca, Trump yönetiminin bu kurumların yönetim ve personelinden gerçek bir ilerleme göstermeleri için hesap verebilir olmalarını talep edeceğini vurguladı.

"Önce Amerika" Anlayışı ve Uluslararası İşbirliği

Bessent, "'Önce Amerika' demek 'yalnız Amerika' demek değildir" ifadesini kullanarak, ABD'nin uluslararası işbirliğine olan bağlılığını vurguladı. Ancak, bu işbirliğinin karşılıklı saygı ve adalete dayalı olması gerektiğini belirtti. ABD'nin IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlarda liderliğini artırmayı amaçladıklarını ve bu sayede "Önce Amerika" yaklaşımının uluslararası ekonomik sisteme adaleti geri getireceğini kaydetti.

Dengesizliklerin en açık şekilde ticaret alanında görüldüğünü belirten Bessent, bu yüzden ABD'nin küresel ticareti yeniden dengelemek için harekete geçtiğini aktardı. Özellikle Çin'in ihracata dayalı ekonomik modelinin sürdürülemez olduğunu ve tüm dünyaya zarar verdiğini vurguladı.

Gelecekte Ne Olacak?

Scott Bessent'in bu açıklamaları, IMF ve Dünya Bankası'nın geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. ABD'nin bu kurumlara yönelik tutumu, küresel ekonomik politikaların şekillenmesinde belirleyici bir rol oynayacak. IMF ve Dünya Bankası'nın Bessent'in eleştirilerine nasıl yanıt vereceği ve hangi reformları hayata geçireceği merakla bekleniyor. Bu gelişmeler, uluslararası finans piyasalarında dalgalanmalara neden olabilir ve küresel ekonomik dengeleri etkileyebilir.