Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yerel yönetimlerde uygulanan ve sosyal denge sözleşmelerinden faydalanmak için alınan dayanışma aidatı uygulamasına sert tepki gösterdi. Kahveci, bu uygulamanın hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu savunarak, Danıştay'ın daha önce verdiği kararda ısrar etmesi gerektiğini vurguladı. Peki, bu dayanışma aidatı nedir ve neden bu kadar tartışılıyor?

Dayanışma Aidatı Nedir?

Dayanışma aidatı, bazı yerel yönetimlerde çalışanların sosyal denge sözleşmelerinden yararlanabilmesi için ödemek zorunda oldukları bir tür üyelik aidatıdır. Bu aidat, sendikalı olmayan çalışanların da sendikal haklardan yararlanabilmesi amacıyla alınıyor. Ancak, Önder Kahveci ve birçok sendika temsilcisi, bu uygulamanın çalışanlar arasında eşitsizlik yarattığını ve hukuka aykırı olduğunu savunuyor.

Danıştay Kararı Neden Uygulanmıyor?

Danıştay, daha önce verdiği bir kararla dayanışma aidatının hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğuna hükmetmişti. Ancak, Kahveci'nin belirttiğine göre, bu karar hala bazı yerel yönetimler tarafından uygulanmıyor. Kahveci, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Kahveci, Danıştay'ın bu konuda ısrarcı olmasının, çalışanların haklarının korunması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Ayrıca, yerel yönetimlerin bu kararı uygulamamasının, hukukun üstünlüğü ilkesine de aykırı olduğunu belirtti.

Çalışanlar Ne Diyor?

Dayanışma aidatı uygulamasına tabi olan birçok çalışan, bu durumdan memnun değil. Özellikle sendikalı olmayan ve bu aidatı ödemek zorunda kalan çalışanlar, uygulamanın adil olmadığını düşünüyor. Birçok çalışan, bu aidatın zorunlu tutulmasının, sendika üyeliğine zorlama anlamına geldiğini ifade ediyor.

Sonuç olarak, Önder Kahveci'nin yerel yönetimlerde uygulanan dayanışma aidatına yönelik tepkisi, bu konunun ne kadar hassas ve tartışmalı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Danıştay'ın kararına rağmen uygulamanın devam etmesi, hukukun üstünlüğü ve çalışan hakları açısından önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu durumun çözümü için, ilgili kurumların bir araya gelerek adil ve hukuki bir çözüm bulması gerekiyor. Aksi takdirde, çalışanlar arasındaki huzursuzluk ve güvensizlik artmaya devam edecektir.