[ad_1]
Ailesiyle birlikte koronavirüse yakalanan Sümeyra Üçözden, şikâyetlerinin artması sonucu hastaneye kaldırıldı. Yapılan incelemeler sonrasında virüsün akciğerlerini yoğun şekilde etkilemesi nedeniyle yoğun bakıma alındı. 40 gün yoğun bakımda kalan genç kadın iki kez kalbinin durması, böbreklerinin hasar görmesi sonucundan diyaliz makinasına bağlanmasına rağmen uzun süre ciddi bir yaşam savaşı vererek hastalıktan tamamen kurtuldu. Ancak hastalığı atlatmasına rağmen hastaneden taburculuğu döneminde iyileşmek yerine şiddetli nefes darlığı çekmeye başladı. 20 milimetre olması gereken nefes borusu çapı, entübasyon hasarı nedeniyle 5 milimetreye kadar düşmüş ve yaşamını tehdit etmeye başlamıştı.
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sina Ercan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen ameliyatla, nefes borusunun ileri derecede daralmış olan kısmı çıkartılarak sağlıklı uçları ses tellerine çok yakın bir seviyede özel bir teknikle tekrar birleştirilen Üçözden yeniden sağlığına kavuştu.
“YAŞAMASI MUCİZE DEMİŞLERDİ”
Koronavirüs tedavisi sonrası uyandığında sesini kullanmakla ilgili sorunlar yaşadığını anlatan Sümeyra Üçözden, o dönem yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kendime geldiğimde dudak, sırt, diz, kalça ve kuyruk sokumumda ciddi yaralar vardı. Konuşmakta zorlanmamın da normal olduğunu düşündüm. Çünkü kendimde olmadığım günlerde o kadar ağır duruma gelmişim ki kalbim, böbreklerim, karaciğerim iflas etmiş; sürekli diyalize bağlanmışım. Doktorlar eşime, aileme ‘iyileşmesi çok zor, bir mucize, biz elimizden geleni yapıyoruz’ demişler. Ailem benimle defalarca vedalaşmak için yanıma gelmiş. O günleri atlattım, çok şükür iyileştim. Ancak hastaneden çıktığımda bir gün nefes egzersizi yaparken nefes alamadığımı fark ettim. Boğulmaya başladığımı hissettim ve eşim hemen 112 Acil Servis’i aradı. Hemen müdahale ettiler, nefes almaya başladım. Ancak doktorlar nefes borumda darlık oluştuğunu ve yaşamımın tehlikede olduğunu söyledi.”
“NEFES BORUSU BİR PİPET KALINLIĞINDAYDI”
Koronavirüs vakaları farklı farklı tablolarla karşımıza çıkabiliyor. Genç hastalarda da ciddi sorunlara yol açabiliyor diyen Prof. Dr. Ercan şu bilgileri verdi: “Sümeyra Hanım´ın kısa zamanda ilerleyen, çok ciddi bir hastalık seyri olmuş. Bütün organ sistemlerini etkileyen bir tabloyla karşılaşılmış. Uzun bir tedaviden sonra tam koronavirüsü atlatmışken, bu kez de nefes darlığı sorunu yaşamış. Nefes borusu o kadar daralmış ki, havayolu çapı bize geldiğinde 5 milimetreydi. Yani nefes borusunun o bölümü sadece bir pipet kalınlığındaydı. Bu hastalar yaşamını kaybedecekleri endişesiyle yaşarlar. Çünkü atamadıkları küçücük bir balgam bile boğulmalara yol açabilir.”
Oldukça zorlu olan bu vakayı özel bir teknikle ameliyat ettiklerini belirten Prof. Dr. Ercan, “Ses telinin hemen altındaki bölge 360 derece dairesel şekilde, yüzük gibi, kemik kıkırdağının olduğu bir yer. Onun hemen yanında da ses tellerinin hareketlerini kontrol eden 2 tane çok ince sinir bulunuyor. Bu noktada hem darlığı tamamen almak, hem ses tellerine giden sinirleri korumak gerekiyor. Özel bir teknik sayesinde, sinirleri koruyarak, nefes borusunun hasar görerek daralmış hem arka hem ön bölümünü aldık. Daha aşağıda normal olan nefes borusunu çıkartılan hasarlı bölgenin yerine uyacak şekilde yeniden şekillendirip uç uca ekledik ve tam bir iyileşme sağladık. Böyle kompleks bir ameliyattan sonra bugün çekilen kontrol tomografisinde ameliyatla tekrar eklenen yerde hiçbir izin kalmadığı, tamamen normal bir havayolu anatomisini görmek bizi çok memnun etti” dedi.
“SES EGZERSİZLERİYLE ESKİ HALİME DÖNECEĞİM”
Ameliyat sonrası sağlığına kavuştuğunu anlatan Üçözden, “Nefes alamamam tüm vücudumu etkilemişti. Artık çok iyiyim. Saçımın dökülmesi durdu, yürümem düzeldi. Zincirleme şekilde kötü giden tablo, ameliyat sonrasında hızlı bir şekilde iyileşmeye başladı. Nefes darlığımın olduğu dönemde kaygı ile sesimi hatalı ve çok baskılı bir şekilde kullanmama bağlı olarak ses tellerimde tahriş oluşmuş. Şimdi bana gösterilen ses egzersizleriyle bu küçük sorunu da aşarak tamamen eski halime döneceğim” diye konuştu.
“UFAK TEFEK ESTETİK KAYGILARI ÖNEMSEMİYORUZ”
Şu anda tekrar tamamen normal şekilde nefes alabilen eşinin hastalığı sırasında yaşadığı tüm zorluklara yakından tanık olan Mehmet Akif Üçözden, “Yoğun bakımda eşimin bütün vücut fonksiyonları durmuştu. Sonrasında 24 saatlik süreçleri beklemeye başlamıştık. Bugünümüze baktığımızda yara izleri ve küçük estetik kaygıları hiç önemsemiyoruz. Ufak tefek ses kırılganlıkları var. Ses terapisi ile tedavimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.
More Stories
Bayan bekçi alımı 2022 yapılacak mı 2022 kadın bekçi maaşları ne kadar?
Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayeti! Yaralanan şoförün annesinden çarpıcı açıklama
Hızır orucu rüyasında evleneceğin kişiyi görme duası okunur mu?