[ad_1]
Multipl Skleroz ya da kısaca MS olarak adlandırılan hastalık, merkezi sinir sisteminin kronik yani süreğen bir hastalığı. “27 Mayıs Dünya MS Günü” kapsamında açıklamalarda bulunan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Altıntaş, “MS, genç yaşlarda (genellikle 20-40 yaş arası) başlayan bir hastalık olup, kadınlarda daha sık görülüyor. Daha az sıklıkta olmakla birlikte, hastalık çocuklarda ve daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabiliyor” diye konuştu.
HASTALIĞIN NEDENİNİ BİLİYOR MUYUZ?
Prof. Dr. Altıntaş, MS’in kesin nedeninin bilinmediğini belirterek, “Ancak var olan bulgular, hastalığın tek bir nedenden çok, birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıktığını düşündürmektedir. Bu nedenler arasında kişinin bağışıklık sistemi, bazı genetik faktörler, 15 yaşına kadar yaşanılan yerin coğrafik özellikleri, geçirilmiş bazı enfeksiyonlar (Epstein-Barr enfeksiyonu gibi),D vitamini düzeyi, obezite ve sigara içme durumu sayılabilir. MS’in bulaşıcı ya da kalıtımsal bir hastalık olmadığı bilinmektedir” dedi.
HASTALIĞIN KLİNİK BULGULARI
Hastalığın klinik bulgularının hastadan hastaya büyük değişkenlik gösterdiğine dikkat çeken Altıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu değişkenlik hastalığın etkilediği bölgelerin kişiler arasında farklılık göstermesinden kaynaklanmaktadır. Genç bir kişide ataklar halinde tekrarlayan nörolojik bulguların tanımlanması MS hastalığını akla getirmelidir. Atakların bir kısmı kendiliğinden, bir kısmı ise tedavilerle düzelebilir.”
MS TANISI KONDU! HASTALIĞIMIN SEYRİ NASIL OLACAK?
MS hastalığının seyrine yönelik açıklamalarda bulunan Altıntaş, “Tanısı konan kişilerin ve hasta yakınlarının tümü ilk olarak bu soruyu sorar. Bu sorunun cevabını hastalığın ilk tanısı sırasında vermek neredeyse imkansızdır. Ancak, hastaların ilk ataktaki yakınmalarının tipi, hastalığın başlangıç yaşı, ilk ataktan sonra düzelme oranı, ilk atak ve ikinci atak arasındaki sürenin uzun ya da kısa olması gibi faktörler, hastalığın uzun dönemde nasıl seyredeceği konusunda fikir verebilir. Yine de, bu konuda doğru cevabı verebilmek için zamana ihtiyaç olduğunu akılda tutmak uygun olacaktır. MS tanısı alan kişilerin büyük bölümü ataklarla seyreden tip MS olacaktır. Bu grubun mevcut tedavilere yanıtı iyidir. Yeni tedavilerle MS kökenli kısıtlılıkların kontrol edilebildiği bilinmektedir. Ancak, ataklarla seyretmeyen, başlangıçtan beri ilerleyici bir seyre sahip olan hastalar da vardır ve bu hastalar tüm MS hastalarının yüzde 10’luk bir bölümünü oluşturur. Bu grupta mevcut tedavilerin etkin olmadığı bilinmektedir” diye konuştu.
MS TEDAVİLERİ VE ÜLKEMİZDEKİ DURUM
Prof. Dr. Ayşe Altıntaş, dünyada etkinliği gösterilmiş ve onaylanmış tedavilerin ülkemizde mevcut olduğunun altını çizereek, “Hastalarımızın bu tedavilere erişimi mümkündür. MS alanında kullanıma giren yeni tedavilerin büyük bölümünde en önemli yan etki, enfeksiyon riskinin artmasıdır. Enfeksiyon riskindeki artış, bağışıklık sistemi hücrelerinin baskılanması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, hastalarımızın doktorlarıyla yakın temasta olmaları ve periodik kontrollerini ihmal etmemeleri hayati önem taşımaktadır” dedi.
COVİD DÖNEMİNDE MS’Lİ OLMAK
Covid pandemisi döneminde MS’li kişilerin bilinmezlikten kaynaklanan haklı bir endişe yaşadıklarına vurgu yapan Altıntaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün hala pandeminin sonuna gelmiş değiliz; ancak bazı soruların cevabını deneyimlerimiz yoluyla verebiliyoruz. Amerika, İtalya, İspanya, Fransa gibi Covid pandemisinden etkilenen ülkeler ve bizlerin bugüne kadar olan deneyimlerimiz, Covid enfeksiyonu açısından MS’li kişilerin tedavi için kullandıkları ilaçların önem taşıdığını gösterdi. MS’te kullanılan ilaçların çoğunun, Covid enfeksiyonunun geçirilmesi sırasında rol oynayan bağışıklık sistemi fonksiyonları üzerinde olumsuz yönde bir etki göstermediği düşünülmektedir. Ancak, Alemtuzumab, Cladribin, Natalizumab, Ocrelizumab gibi ikinci-üçüncü basamak MS tedavilerini kullanan kişilerde, pandemi döneminde (gerekli görülürse) doz aralıklarının açılabileceği bildirilmektedir. Tedavi doz takviminde yapılacak ayarlamalar, enfeksiyon riskinin de azaltılmasına yardımcı olabilecek, pandemi sırasında MS’li kişilerin endişelerini azaltabilecektir.”
MS tanılı kişilerin Covid enfeksiyonuna karşı aşılanmalarının önerildiğini belirten Prof. Dr. Altıntaş, “Pandemi henüz sonlanmadığından, aşılanma hastalarımızı korumak açısından önem taşımaktadır. MS tedavilerinden bazılarının aşıya karşı gelişmesi beklenen bağışıklık cevabını azalttığı yönünde bilgilerimiz mevcut olmakla birlikte, henüz bu konudaki veriler bir kanıya varmak açısından yeterli değildir. Gerekli görülürse, doktorunuz tarafından aşılanma zamanına göre tedavi doz takviminde ayarlama yapılması planlanabilir” diye konuştu.
More Stories
Bayan bekçi alımı 2022 yapılacak mı 2022 kadın bekçi maaşları ne kadar?
Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayeti! Yaralanan şoförün annesinden çarpıcı açıklama
Hızır orucu rüyasında evleneceğin kişiyi görme duası okunur mu?