[ad_1]
Öğrenciyken çalıştığım dergiye telefonla röportaj yapmak istedim. Aradım; “İyi değilim, hastayım. Benimle ilgili merak edilecek bir konu da yok zaten” dedi.
“Her defasında nasıl oluyor da her şarkıyı yaşayarak seslendiriyorsunuz? Bunu ve kariyerinizde neler yaşadığınızı merak ediyorum” dediysem de röportaj yapmayı kabul etmedi. Sadece “Her defasında nasıl oluyor da her şarkıyı yaşayarak seslendiriyorsunuz?” soruma “Saçma bir soru, başka türlü nasıl olabilir ki?” dedi.
Özellikle bugünlerde şarkıların nasıl seslendirildiğini görebilseydi acaba cevabı nasıl olurdu?
Tanju Okan…
Tanju Okan’dan ilk dinlediğim şarkı ‘Kemancı’.
Sonraları ‘Dostlarım’, ‘Çocukluğum’, ‘Benim Halkım’, ‘Kadınım’, ‘Öyle Sarhoş Olsam ki’, ‘Aşkımız Bitti – Deniz ve Mehtap’, ‘Çal Çingene’, ‘Hancı’…
Tanju Okan, emekli olmuş, ilk maaşını alma günü gelmişti. Yürümekte zorluk çektiği için oğlu Tansu Okanlı‘ya bankaya giderek maaşını çekmesini söyledi.
Tansu Okanlı, “Senin maaşını bana vermezler” dese de Tanju Okan, diretti. Tansu Okanlı, çaresizce babasının maaşını almak için bankaya gitti. Bankadakiler, Tanju Okan’a olan sevgilerinden dolayı bir çözüm üretti. Bir görevli, Tansu Okanlı ile eve gidecek Tanju Okan’ın atacağı imzayla maaş ödenecekti.
Tansu Okanlı ile banka görevlisi birlikte eve geldiklerinde yardımcı kadının kapıda verdiği kötü haberle karşılaştı; “Babanızı kaybettik.”
27 Ağustos 1938…Bedia Sarıalp Okanlı ile Mehmet İlhan Okanlı çiftinin çocuğu olarak İzmir’in Tire ilçesinde dünyaya geldi.
Müzik öğretmeni olan babası piyano ve kemanı ustalıkla çalıyordu.
Keza annesi de kemanı öyle.
Annesi Bedia Hanım, Tanju Okan’a küçük yaşlardan itibaren temel müzik dersleri vermeye başladı. Bedia Hanım, masanın üzerine çizdiği 5 çizginin üzerine müzik notaları şeklinde kurabiye yerleştirirdi. Tanju Okan’a bildiği nota şeklindeki kurabiyeleri yemesine izin verirdi.
Zaten genetik yeteneğe sahip olmasının yanı sıra annesinin eğitimiyle küçük yaşlarda müzikle yoğruldu. Duygusal bir kişiliğe sahip olmasıyla da müzik, ergen yaşlarından itibaren kendini en iyi ifade ettiği araç haline geldi.
Balıkesir Lisesi’nde arkadaşlarıyla ‘Moulin Rouge’ adlı grubu kurarak müziğe ilk adımını attı.
1958… Askerlik görevi sırasında Ankara Orduevi’nde vestiyer görevlisi olarak görev yaptı. Vestiyer odasında kendi kendine şarkılar söylemesi kaderini şekillendirdi.
Türkiye’nin en önemli caz müzisyenlerinden Selçuk Sun, Ankara Orduevi’nde sahneye çıkıyordu. Kendi kendine şarkı söyleyen Tanju Okan’a “Benim orkestrama katıl” şeklinde teklifte bulundu.
Tanju Okan, vestiyer görevlisi olduğu Ankara Orduevi’nde sahneye çıkmaya başladı. Ankara Orduevi Orkestrası’nın solisti olan Okan’ın şöhreti kısa sürede Ankara geneline yayıldı.
1960… Askerliğinin bitmesinden hemen sonra Orhan Sezener‘in orkestrasında 50 lira yevmiyeyle sahneye çıkan Tanju Okan’ın şöhreti Ankara’yı aşıp İstanbul’a ulaştı.
İstanbul’da çalışması için birçok teklif almasına rağmen hiçbirini kabul etmedi. Çünkü başka bir planı vardı.
Selçuk Sun ve Orhan Sezener’den edindiği bilgileri şan dersleriyle birleştirmek için İtalya’ya gitti.
1961… Türkiye’ye döndükten sonra müzik çalışmasına Ankara’da devam etse de İstanbul’dan gelen tekliflere daha fazla kayıtsız kalamadı.
İstanbul’a yerleşerek Müfit Kiper Orkestrası‘nda çalışmaya başladı.
1964…Erol Büyükburç ve Tülay German ile beraber vokalistliğini yaptığı Milli Orkestra ile Yugoslavya’da düzenlenen Balkan Müzik Festivali’ne katıldı. Okan, yarışmada 4 şarkı seslendirdikten sonra kalabalık tarafından 7 dakika boyunca alkışlandı. Festivalin bitiminde Milli Orkestra, Balkan birinciliğini kazandı.
Yarışmada seslendirdiği ‘Kundurama Kum Doldu’, Yugoslavya’da plak olarak çıkarıldı. Bu plak, Tanju Okan’ın piyasaya sürülen ilk çalışması oldu.
Balkan Müzik Festivali’nde gördüğü ilgiyle Fransız müzik yapımcıların dikkatini çeken Tanju Okan, o dönemde Türkiye’de de plak doldurmaya başlayan İtalyan asıllı Fransız şarkıcı Patricia Carli aracılığıyla Fransa’ya giderek Fransızca kayıtlar yaptı.
“Le Sourire De Mon Amour” ve “S’il N’y Avait Que Toi Au Monde” 45’lik olarak Fransa’da yayınlansa da Okan’ın yurt dışına açılma girişimi gerekli tanıtımlar yapılamaması nedeniyle başarıya ulaşmadı.
Bu dönemde ayrıca Türkçe sözlü şarkıların Türkiye’de büyük ilgi görmesi üzerine Tanju Okan, Fransa’dan dönerek çalışmalarına Türkiye’de devam etmeye karar verdi.
Tanju Okan, Türkiye’ye döndükten sonra Balkan Müzik Festivali’ndeki birinciliğin ışıltısıyla ilk 45’liği ‘İbibikler Öter Ötmez Oradayım’ı çıkardı. Okan, bu çalışmasıyla öylesine ünlendi ki…
Şöhreti ve yakışıklılığıyla doğal olarak film yapımcılarının dikkatini çekti.
Şöhreti ABD’ye kadar ulaşan Tanju Okan, aldığı tekliflerle New York, Washington ve Boston’da konserler verdi. Ne var ki lobi çalışmalarının olmaması nedeniyle deyim yerindeyse Okan’ın elinden tutan olmadığı için ABD’deki çalışmaları uzun soluklu olmadı.
1965… Şöhreti ulusal boyuta ulaşan Tanju Okan, birbiri ardına çıkardığı plaklarla mesleğinin özel kişilerinden biri olmayı başardı. O plaklardan biri Yugoslavya’dan sonra Türkiye’de de çıkarılan ‘Kundurama Kum Doldu’. Diğeriyse ‘Maça Dolmuş’uydu.
1966… Sadık Şendil – Sırrı Gültekin ortak çalışması olan ‘Fakir Bir Kız Sevdim’, Tanju Okan’ın tüm zamanların unutulmaz sanatçısı olmasının yolunu açtı. Cüneyt Arkın, Gönül Yazar ve Münir Özkul ile başrolü paylaştığı filmde seslendirdiği ‘Aşkımız Bitti – Deniz ve Mehtap’, Dario Moreno kadar Okan ile de özdeşleşti.
* ‘Aşkımız Bitti – Deniz ve Mehtap’, ‘Les Mouettes de Mykonos’ adlı şarkının Fecri Ebcioğlu’nun yazdığı Türkçe sözlerle yorumlanmış hali.
Fecri Ebcioğlu, 1961’de Fransız şarkıcı Bob Azzam’ın “C’est écrit dans le Ciel” adlı şarkısına Türkçe sözler yazarak ‘Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’ adıyla İlham Gencer‘e söyletince Türkiye’de ilk kez yabancı dilde yazılmış bir şarkı Türkçe sözlerle plağa alındı. Bu şarkının oldukça beğenilmesi üzerine ‘Türk Popu’ dönemi başladı. Yabancı şarkıların Türkçe sözlerle yorumlanmasının büyük bir beğeniye mazhar olduğunu gören Sezen Cumhur Önal da Fecri Ebcioğlu gibi yabancı dildeki şarkılara Türkçe sözler yazmaya başladı.
Fecri Ebcioğlu ile Sezen Cumhur Önal arasındaki rekabet öylesine büyüdü ki her ikisinin de kendi şarkıcı grubu oluştu.
Bu dönemde 8 ay sürecek olan ilk evliliğini Nur Erbay ile yapan Tanju Okan’ın oğlu Tansu Okanlı dünyaya geldi. Ne var ki alkole olan düşkünlüğü kısa sürede evliliklerinin sonunu getirdi. Boşanmanın acısıyla melankolik bir kişiliğe bürünen Tanju Okan’ın imdadına dostu Nino Varon yetişti. Varon’un sözlerini yazdığı şarkılar, Okan’ın yeniden doğuşu oldu. O şarkılardan biri elbette Georges Moustaki’nin ‘Le Métèque’ şarkısına Şükran Akannaç ve Nino Varon’un Türkçe sözler yazdığı ‘Hasret’ti.
45’lik Plak Sayısı: 33
Albüm Sayısı: 7
* ‘Bir Zamanlar’ ve ‘Best Of Tanju’ adlı albümleri vefatından sonra çıkarıldı.
1972…Tuğrul Dağcı‘nın sözlerini yazdığı ‘Koy Koy Koy’ ve sözlerini Güzin Gürman‘ın yazdığı ‘Öyle Sarhoş Olsam Ki’ adlı 45’likleri çıkardı.
1973…Nilüfer ve Modern Folk Üçlüsü ile ‘Arkadaş Dur Bekle / Kim Ayırdı Sevenleri’ çalışmasını yayınladı. Bu sırada Patricia Carli’nin salıklarıyla yeniden yurt dışına açılma kararı verdi. İlk çalışması da uzun yıllar boyunca Teoman Alpay’a mı yoksa Metin Bükey’e mi ait olduğu tartışılan ‘Samanyolu’nu Fransızca olarak seslendirecekti. Ne var ki maddi sorunlar nedeniyle Fransa’ya gidemedi. Tanju Okan’ın parasızlıktan yapamadığını David Alexandre Winter yaptı. Hollandalı Winter’ın ‘Oh Lady Mary’ adıyla seslendirdiği ‘Samanyolu’, Avrupa’da en çok dinlenen şarkılardan biri oldu.
‘Dostlarım’ın Hikâyesi…
Selami Şahin, bir akşam sevgilisiyle birlikte Beylerbeyi sahilindeki bir meyhanedeydi. Gece saat bir civarlarında meyhaneci, meyhanenin kapanma saatinin geldiğini söyledi. Selami Şahin, güzel gecenin sona ereceği duygusuyla ‘Kapatma Meyhaneci’ adlı bir şarkı yaptı. Şahin, 1972’de şarkıyı Tanju Okan’a seslendirdi. Okan, “Ben seslendireceğim” diyerek şarkıya talip oldu. El sıkıştılar sıkışmasına ama Selami Şahin, bir süre sonra ‘Kapatma Meyhaneci’nin notalarını kaybetti. Bunun üzerine de ‘Dostlarım’ı yapıp Tanju Okan’a verdi. Bu şarkı da en çok dinlenenler arasına girerken Tanju Okan ile özdeşleşti.
1974… Seslendirdiği Mehmet Teoman’ın ‘Kadınım’ı yılın en çok satan 45’likleri arasına girdi.
1975… İlk longplayi olan ‘Bütün Şarkılarım’ı çıkardı. Bu yıl çıkardığı iki 45’lik de en çok dinlenenler arasında yer aldı. Bu 45’liklerden biri ‘Kemancı’, diğeriyse ‘Dostlarım’..
‘Kadınım’ın Hikâyesi…
Tanju Okan, bu dönemde gönlünü Zerrin Erdoğan‘a kaptırdı. Okan ile Erdoğan aşklarını uzun süre gizli yaşamak zorunda kaldı. Çünkü ailesi, kızları Zerrin’in alkolle sorunu olan Tanju Okan ile görüşmesini istemiyordu.
Ne yapsalar da ayrılmalarını sağlayamayınca ailesi çareyi kızlarını ABD’ye göndermekte buldu.
Tanju Okan, o gün Zerrin Erdoğan’dan saatlerdir haber alamayınca içine bir sıkıntı düştü. Soluğu sevgilisinin evinin kapısında aldı almasına ama o gün ailesi, Zerrin Erdoğan’ı ABD’ye gönderecekti. Tanju Okan’ın evin önünde olduğunu görünce de kızlarını arka kapıdan çıkartıp havaalanına götürdüler.
Sevgilisinin kendisinden kaçırılmasıyla yıkılan Tanju Okan, bir kez daha aşk acısıyla melankolik bir kişiliğe büründü. Mehmet Teoman, günlerdir haber alamadığı Tanju Okan’ın evine gittiğinde arkadaşını derbeder bir halde buldu. Üstelik Teoman da yeni boşanmıştı.
Mehmet Teoman, kendi yaşadığı acının üzerine Tanju Okan’ın yaşadığı acıyı da görünce o gece kağıda duygularını döktü. Sonra da Okan’a “Kalk bunu oku” dedi.
“Eşyalar toplanmış seninle birlikte, anılar saçılmış odaya her yere…”
Aynı acıyı yaşayan iki yarenden birinin duygularını döktüğü kelimeleri diğeri seslendirdi; ‘Kadınım’…
İki yıl ayrı kalmış olsalar da Tanju Okan ile Zerrin Erdoğan birbirlerinden vazgeçmedi. Sonunda evlendiler. Ne var ki Zerrin Erdoğan’ın ailesinin ve iki yıllık ayrılığın engel olamadığı evlilik alkolden dolayı sona erdi.
Tanju Okan, 1980’li yıllara ‘Yorgunum’ adlı albümüyle girdi. Ne var ki bu yıllar arabesk müziğin egemenliğinde olduğu için şarkıları öncekiler kadar ses getirmedi. İstanbul’dan Urla’ya göç eden Okan, bilgi ve deneyimlerini politikada kullanmak için 1989’da Urla belediye başkanlığı için bağımsız aday oldu. O dönemde sanatçıların politikaya atılmaları konusunda büyük bir girişimde bulunan dönemin başbakanı Turgut Özal‘ın teklifiyle bağımsız adaylığını ANAP’a kaydırdı.
ANAP’ın Urla’da ikinci parti çıkmasıyla da Tanju Okan, belediye başkanlığını kazanamadı.
Seçimi kaybetmesinden sonra 1990’lı yıllarda pop müziğin yeniden yükselişe geçmesiyle müziğe dönen Tanju Okan, yeniden şarkı söyleyebilmesiyle büyük bir mutluluk yaşadı. Ne var ki mutluluğu siroz teşhisi konulmasıyla uzun sürmedi. Kangren olan sol bacağı diz üstünden kesilmek zorunda kaldı.
26 Ocak 1996’da Urla’da organize edilen bir gecede sahneye çıkan Tanju Okan hayranlarına son kez şarkı söyledi. 15 Nisan 1996’da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile POPSAV’ın düzenlediği özel gecede Sezen Aksu, Barış Manço ve Cem Karaca‘nın aralarında olduğu meslektaşları sahneye çıkarak Tanju Okan ile özdeşleşmiş şarkıları seslendirdi.
Durumu gün geçtikçe kötüleşen Tanju Okan, 23 Mayıs 1996’da hayatını kaybetti. Cenazesi, vasiyeti üzerine Urla’da İskele Mezarlığı’na defnedilen Tanju Okan’ın heykeli adının verildiği parka dikildi.
FİLMLERİ
* Cübbeli Gelin (1964)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Şekerli Misin Vay Vay (1965)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Yalancının Mumu (1965)
Yönetmen: Semih Evin
* Fakir Bir Kız Sevdim (1966)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Aşkın Kanunu Yoktur(1966)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* İçimdeki Alev (1966)
Yönetmen: Orhan Elmas
* Berduş Kız (1970)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Ah Bir Zengin Olsam (1971)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Cımbız Ali (1971)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Yırtık Niyazi (1971)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Kaynanam Kudurdu (1973)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Şiribim Şiribom (1974)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Ne Haber (1976)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
* Gazap Rüzgârı (1982)
Yönetmen: Orhan Aksoy
More Stories
Bayan bekçi alımı 2022 yapılacak mı 2022 kadın bekçi maaşları ne kadar?
Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayeti! Yaralanan şoförün annesinden çarpıcı açıklama
Hızır orucu rüyasında evleneceğin kişiyi görme duası okunur mu?