[ad_1]
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak açıklama yapıyor.
Çavuşoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Bir faydası olmayan ve olmayacak olan kararları, statükoya bürünmüş paramatreleri dayatmaya bir anlamı var mı? Sonuçta Kıbrıs müzakerelerine bir kere daha başlarken 2017’de Cenevre’de bir günlük mini konferansta ve tüm görüşmelerde, Rum tarafının masayı devirmesi sebebiyle yaptığımız açıklamalarda tüm muhataplarımıza artık federasyonu müzakere etmeyeceğimizi defaatle söyledik.
“İKİ DEVLET EŞİT STATÜYE SAHİP OLMALI”
Biz artık federal çözüm için zaman kaybetmeyeceğimizi, yeni vizyonun görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Adadaki gerçekler çerçevesinde adil, kalıcı, tüm taraflar için kazan kazan bir vizyon ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla bu çerçeve adadaki iki devletin eşit bir şekilde statüye sahip olmaları ve birbirlerini tanımalıdır.
İki devlet eşit egemenlikle aynı adada yaşıyorlar, yaşayacaklar. İki devlet işbirliği yapabilir, fırsatları değerlendirebilir. Sonuçta yeni bir müzakere süreci başlatılmasını istiyoruz. Bu çerçevede müzakerenin başlatılmasının anlamlı olabileceğini düşünüyoruz. Cenevre’deki 5+1 gayriresmi bir toplantıdır. Kesinlikle Cranmantona’dan, kaldığımız yerden devam etmeyeceğiz. Bu söz konusu olamaz.
Önümüzdeki süreçte de sonuç ne olursa olsun Türkiye olarak biz her zaman KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacağız. Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahı, Türkiye Cumhuriyeti halkının güvenliği ve refahıdır.”
Çavuşoğlu’nun açıklamalarından sonra gazeteciler KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’a ve Çavuşoğlu’na sorular yöneltti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Çavuşoğlu’na dünkü cevabı yerinde olduğu için çok teşekkür etmek istiyorum. Biz Doğu Akdeniz’de ne Türkiye’nin ne Kıbrıs Türk halkını asla yedirtmeyiz demeleri, hem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hem de Bakanımız Çavuşoğlu’nun sözleri en büyük teminat. Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda yaşadığını, soykırımından, zulümden geçtiğini bütün dünya ve kamuoyu görülüyor.
“YUNAN BAKAN ÇİZMEYİ AŞTI”
Yunan Dışişleri Bakanı’na verilen cevap verilmeliydi. Çizmeyi aşmıştır. Kendine göre orada söylenmemesi gereken şeyleri söylemiştir, cevabı da almıştır. O bakımdan sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Doğu Akdeniz’de onların iddia ettiği gibi yetki alanların dedikleri gibi değildir. Kıbrıs Türk halkının da hakları vardır. Mavi vatanda haklarımız gerçekten onların iddia ettiklerinin çok üzerindedir. Onların iddia ettikleri alan esasında çok daha azdır. Söylenen cevap çok yerindeydi sayın bakanım.”
Çavuşoğlu ise şu ifadelerle konuşmasına devam etti:
“Yunanistan’la son 1,5 yıldır gerginlikler yaşadık. Daha sonra bu farklılıklarımızı diyalog yoluyla görüşerek bir çözüm bulma anlayışı aradık. Yunanistan’ın istememesi sebebiyle 5 yıl hiç yapılmayan istikşafi, istişari görüşmeleri yeniden başlattık. Yine karşılıklı bakanlar olarak yaptığımız ve yapacağımız ziyaretler sonrasında iki lideri bir araya getirerek diğer toplantıları gerçekleştirmekti. Sayın Dendias’ın Ankara ziyaretini de önemli bir yumuşatma fırsatı olarak görmüştük. Sayın Cumhurbaşkanımız nadiren dışişleri bakanlarını kabul eder. Burada da güzel bir görüşme oldu. Son derece dostane bir görüşme oldu. Daha sonra biz baş başa bu konuları ortaya koyduk.
Heyetlerimiz arasında görüşmelerde çok farklı konuları değerlendirirken işbirliğimizi nasıl güçlendireceğimizi görüştük.Basın toplantısına gelirken sayın Dendias ve ekibinden bize şöyle bir talep geldi. Basın toplantısında tartışma yaratacak konulara değinmeyeceğiz, dolayısıyla sizden de aynı yaklaşımı bekliyoruz.
Benim konuşmam nezaket içinde daha çok gerginliği azaltma konusunda düşüncelerimizi de paylaşarak dile getirdik. Basın toplantısının belli bir noktasından sonra sayın Dendias gerçek dışı ithamlarla hem ülkemi hem milletimi suçlamaya başladı. Bunu kabul etmem mümkün değil. Bu neyi gösteriyor, basın toplantısına çıkıp aynı retoriği devam ettirmek, ‘ben bu kavgayı devam ettirmek istiyorum’ demiktir. Neye göre devam ettirmek istiyorsunuz? Sözde Sevilla haritası gibi anlayışlara kendilerini inandırmışlarsa sürdürmemize gerek yok. Bu Sevilla haritasını paçavraya çevirdik.Bunun bir anlamı yok ki. Doğu Akdeniz konferansını niye önerdik biz. Bir araya gelelim, hakça paylaşımı konuşalım diyoruz.
“DENDİAS HADDİNİ AŞTI”
Birçok söyleyeceğim şeyler var da konumuz o değil. Ev sahibi olarak gereken nezaketi gösterdik. Maalesef sayın Dendias bunun dışına çıktı, haddini de aştı. Ben de gereken cevabı devletim ve milletim adına, ayrıca Kıbrıs’ta konuşuldu, Kıbrıs Türk halkı adına cevabı vermek durumundayım. KKTC’yi tamamen yok sayarsanız, karşı adımlarımızı ihlal olarak görürsünüz. Yunanistan’ın bu konuda samimi karar vermesi lazım. Basın toplantılarında kavga mı edeceğiz, buna karar vermesi lazım.
Sık sık Avrupa Birliği arkamda diyerek bir yere varmanız mümkün değil. Sahada da gördüğünüz gibi ne AB ne de bazı ülkelerin size destek vermediğini gördünüz. Bunu biz çözeriz iki komşu ülke olarak. Onlar sadece silah satar. Türkiye olarak biz bu yapıcı yaklaşımımızı devam ettirmek istiyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın bugün daha yapıcı açıklamasını not ettik.”
Bir gazetecinin Annan Planı’na KKTC’nin evet dediği halde onlara verilen sözlerin tutulmadığını söyleyip bunun nedenini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şu cevabı verdi:
“Türkiye Cumhuriyeti iki devletlilik konusunda açıklamaları yapmıştır. Verilen sözler tutulmadı. Şimdiye kadar iyi çocuk olduk. Şimdi kötü çocuk olursak işte bizi suçlayacaklar. İyi çocuk olduk da ne olduk? Hep aldılar, hiçbir şey vermediler. Kaybedecek bir şeyimiz bir şey yok. Şu anda kendilerine bunları söylüyoruz. Sıkıştırıldığında çok da bir şey söyleyemiyorlar. Haklısınız demeye getiriyorlar ama icraatta bir şey yok. Onurlu yolu, haysiyetli yolu egemenliğimizi koruyoruz.”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise şu ifadeleri kullandı:
“Siz zaten geçmişte hem KKTC, Kıbrıs Türk halkına, Türkiye’ye verilen sözlerin nasıl tutulmadığını çok iyi özetlediniz. Sözler tutulmuyor. Güven kalmıyor. Ayrıca diğer konularda müzakere dışındaki konulara baktığımızda. Örneğin gelir paylaşımı. AB, KKTC ve Kıbrıs Türk halkını tamamen yok sayıyor. Yüzde yüz hatalı da olsa Rum kesimini sürekli destekliyor. KKTC’nin böyle olunca AB’ye güvenmemesini anlamanız lazım. İleride diyelim ki, bu görüşmede veya bir sonraki görüşmenin fazla uzatılmaması gerekiyor.
Müzakerelere yeni bir vizyonla başlama kararı aldık. AB’yi gözlemci olarak davet edebiliriz. Burada aşı konusu insani bir konu. AB’nin tutunduğu takım ortada maalesef. 2 milyon doz Rum kesimine gönderiyor, 20 bin KKTC’ye gönderiyor. Sanmasınlar KKTC’yi biz yalnız bırakırız, bırakmayız elbette. AB gerçekten dürüst arabulucu olmak istiyorsa objektif, dengeli davranması lazım.”
Ayrıntılar geliyor…
More Stories
Bayan bekçi alımı 2022 yapılacak mı 2022 kadın bekçi maaşları ne kadar?
Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayeti! Yaralanan şoförün annesinden çarpıcı açıklama
Hızır orucu rüyasında evleneceğin kişiyi görme duası okunur mu?