[ad_1]
Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Erdal Doğruya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmada tutuksuz sanıklar Öner Özsoyeri, Bülent Bostancı ile tarafların avukatı da hazır bulundu.
Tutuksuz sanık Öner Özsoyeri, olayı kendisinin yapmadığının belli olduğunu, maktulün ailesinin beyanları kapsamında olayın çok farklı noktalara gittiğini belirterek, “Ben Erdal Doğruya’nın elinde enjektör gördüm ancak dolgu malzemesi verdiğini görmedim.” diye konuştu.
Tutuklu sanık Erdal Doğruya ise Öner Özsoyeri’ni bant yaparken gördüğünü, içeride Ömer Elmalı’nın da olduğunu dile getirerek, “İşlemi Ömer Elmalı yaptı. Biz Öner beyle Kübra’yı dışarı çıkartırken, ‘Ömer çok acıdı’ diyordu. Bu olaya herkes şahittir. Kübra da bağırıyordu.” ifadelerini kullandı.
Beyanlarının ardından görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, dosyanın henüz adli tıp kurumundan dönmediğini belirterek, tutuklu sanığın bu halinin devamını istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklulukta geçirdiği sürenin dolmasını, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimalinin bulunmamasını dikkate alanak sanık Erdal Doğruya’nın, yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Mahkeme, dosyanın rapor için gönderildiği Adli Tıp Kurumu’ndan dönüşünün beklenilmesine hükmederek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların ruhsatsız olarak bir yeri işlettikleri ve sanık Öner Özsoyeri’nin ilçe sağlık müdürlüğünden gelen yazıda pratisyen hekim olup, uzmanlık eğitimi ve sertifikasının bulunmadığı belirtiliyor.
İddianamede, maktul Kübra Boyraz’a sanık Öner Özsoyeri tarafından kalça dolgusu yapıldığı, 19 Eylül 2020’de buraya gelen Boyraz’ın saat 20.20 sıralarında baygın şekilde siteden çıkartıldığı, araçla ailesine teslim edildiği anlatılıyor.
Evinde rahatsızlanan Boyraz’ın ailesi tarafından hastaneye kaldırıldığı, 20 Eylül 2020’de de hayatını kaybettiği dile getirilen iddianamede, kamera görüntülerinde de sanıkların iş yerinden malzemeleri 21 Eylül’de çıkardıklarının tespit edildiği aktarılıyor.
İddianamede yer alan otopsi raporuna göre, maktulün kimyasal ve toksikolojik inceleme sonucunda kanında ve akciğer dokusunda silisyum tespit edildiği, kişinin ölümünün yağ embolisi (silisyum içerikli madde enjeksiyonunda ileri gelen) ve beraberinde gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği belirtiliyor.
İddianamede, sanıkların iştirak halinde yetkisiz oldukları halde sağlık hizmeti veren ruhsatsız meskeni işyeri olarak işletmek suretiyle 3359 sayılı yasanın ek 11. maddesine aykırı faaliyette bulundukları kaydediliyor.
Sanık Erdal Doğruya’nın “bilinçli taksirle ölüme neden olma”, “diploması olmadığı halde hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınma” ve “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na muhalefet” suçundan 5 yıl 8 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Öner Özsoyeri’nin de “bilinçli taksirle ölüme neden olma” ve “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na muhalefet” suçlarından 3 yıl 8 aydan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediyor.
İddianamede, sanıklar Bülent Bostancı ve Ömer Elmalı’nın ise “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na muhalefet” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
More Stories
Bayan bekçi alımı 2022 yapılacak mı 2022 kadın bekçi maaşları ne kadar?
Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayeti! Yaralanan şoförün annesinden çarpıcı açıklama
Hızır orucu rüyasında evleneceğin kişiyi görme duası okunur mu?